orada yaşayan insanları, fabrikaların kuruluş amacının bombalanmak değil, çalışıp para kazanmak olduğunu konusunda bilinçlendirmek.
geri kaldık diye yakınıp devletin gönderdiği öğretmenleri öldürmenin ancak beyinsizlerin işi olduğunu ve onların birer beyinsiz olmadığını anlatmak. ama beyinsiz gibi davranmakta ısrarcı olurlarsa oraya hiçbir öğretmen gitmek istemediğinde veya gittiğinde geri dönmek için deli gibi çözümler aradığında bunu haketmiş olacaklarını ve alınmamaları gerektiğini söylemek.
ayrı devler kurmakta ısrarcı davranmaları durumunda ingiltere'deki ve ispanya'daki terörsitlerin; amerika'dan ayrılmak isteyen texas eyaletinin sonunu anlatmak ve eğer bunlara rağmen ayrı bir devlette ısrarcı olurlarsa yanacak canlardan kendilerinin sorumlu olacağını ve devleti faşizme sürükleyenin bizzat kendileri olacağını bildirmek.
ekstra hiç bir ayrıcalık yapılmadan, diğer bölgelerimize ne yapılıyorsa o yapılmalıdır. her bölge kendi imkanlarıyla kalkınmaya çalışırken, kendi işadamlarının desteğiyle yatırıma kavuşurken, doğu anadolu ve güneydoğu anadolu bölgeleri herşeyi devletten beklemekte ve yapılan yatırımlardanda asla memnun olmamaktadır.
"devlet; insan içindir." mantığı uygulandığında hiç bir sorun kalmayacak olan bölge. sosyal devlet anlayışı çerçevesinde temel insan ihtiyaçları olan eğitim, ekonomi ve sağlık koşulları düzeltildiği zaman kalkınabilecektir. ve ayrıca oradaki her türlü kaçakçılığın yolu kapatılıp düzenli bir vergi sistemi getirildiğinde sadece bölge değil, türkiye; ekonomisi daha düzgün bir ülke haline gelir. atıl iş gücünün değerlendirilmesi, ekonomide dışa bağımlılığın önüne geçecektir. ve atatürk'ün dediği gibi: Ekonomik kalkınma, Türkiye'nin hür, müstakil, daima daha kuvvetli, daima daha refahlı Türkiye idealinin belkemiğidir.
adamın çalışmaya götü bir de beyni olacak . yoksa hepsi boş.
gaziantep te güneydoğu da . her tarafı fabrika yatırım zenginlik. bir gram devlet yatırımı yok .
dibinde urfa diyarbakır var . sanırsın taş devri. tık yok . alışmışlar zırlamaya herşeyi devleti suçlamaya.
sen yaptında tutan mı var ? kapasite meselesi . kimse yi suçlamasınlar.
her şeyden önce kardeşliği öğretmektir. ırkçılığın gerici ellerini doğunun üstünden çekmek ve oradaki herkesi gerçekten kardeş olduklarına inandırmak gerekir. sonra ; ülkeye habire hapishane açmaktansa kütüphaneler açılmalıdır ve unutulmamalıdır "bir kütüphane, bir hapishane kapatır." Eğitim, cehaleti; örümcek kafalılığı yenmek için en etkili çözümdür. ayrıca çoğu batılı insanın gözündeki "doğudan mı gelmiş ıyhhh köylüüüüüüü" lakırdısı silinmelidir. böyle bir genelleme yapma hakları yoktur. doğuda yaşayan herkes terörist değildir. doğu şehirleri köy olarak tanıtılmamalıdır ve belki doğuya biraz daha yatırım yapılsa, doğuyla batı arasındaki bu derin uçurum ortadan kalkacaktır. insanlar aynı ülkenin vatandaşı hadi bunu da geçtim aynı dünyada yaşayan insanlar olduklarını unutmamalıdır. ve yine söylüyorum; eğitim, eğitim ,eğitim! devlet beyaz eşya yerine kolilerle kitap dağıtsaydı zamanında daha faydalı olacaktı halkına. *
1) ırak sınırına en güçlüsünden nükleer reaktör. mümkünse 2 adet.
2) belirlenecek bazı doğu illerinde ( şırnak diyarbakır vb. ) kumarhanelerin serbest bırakılması.
3) yine belirlenecek bazı doğu illerinde amsterdam da bulunan coffee shop tarzı cafe lere izin verilmesi.
4) ülkenin en önde giden firmalarının call centerları nın bu bölgeye taşınması.
1)Her yerde son teknoloji fabrikaları olacak diye bir kaide yok. Bu yüzden ilk hedef tarım ve hayvancılık sanayisi olmalıdır.
2)Dışa göç önlendiği taktirde ikinci amaç bölgenin tarım teknolojisini geliştirmeye yönelik yatırımlar. Bakın israil şuan ortadoğunun en çok narenciye üreten ülkesi.Neden adamları çölü tarım arazisine dönüştürdü. Şuan gıdada kendi kendine yetebiliyor. Artı olarak tohum ve zirai ilaçlar üretimi için çok müsait bir bölge.
3)Uzun vadede eğitim politikaları. Üretimi için coğrafik şartların önemli olmadığı sanayi dallarına yönelim olabilir. Mesela bilişim sektörü,nükleer teknoloji
4)Bu politikaların sonucunda siyasi ve ideolojik sorunlar kendiliğinden çözülecektir. Tıpkı gaziantepte 1 tek terör örgütü mensubunu yaşatmadıkları gibi.
ağalık sistemine son vermek ve toprak reformu yapmak. aslında istanbul'da yaşayıp, binlerce dönüm arazisi olduğu için devletten her yıl yüzbinlerce lira tarımsal teşvik alan ve bu paranın bir kuruşuyla bile kendi toprağı, insanı için yatırım yapmayıp, hepsini istanbul'da lüks bir hayat için harcayan toprak ağaları güneydoğu'nun kanseridir. oradaki insanlar kendi işlediği toprağın sahibi olmadıkça, kendisini bu ülkeye ait hissetmeyecektir. bir ağaya ait ve onun malı olarak dünyaya gözlerini açmış bir insandan, içinde yaşadığı ülke için birşeyler yapmasını beklemek hayalcilik olur.