Osetyalılar ,Kafkas halklarından olup Hint-Avrupa ırkına mensup ve iskitler, SarmatyalIlar ve Alanların karışımı bir halktır . Güney Osetya Cumhuriyeti yüz ölçümü 3.900 km 2.Kafkasların en az nüfus yoğunluğuna sahip yerlerinden birisidir. Nüfusun %68‟i Oset. Osetlerden başka Ruslar, Gürcüler, Ermeniler ve Yahudiler yaşamaktadır .
Oset ve Rus ilişkilerinin 18.yy'ın başlarına dayanmaktadır. Osetyalılar, Rusya'nın kafkaslara doğru yayılmasından itibaren Rusyanın hakimiyetine girmek istemişlerdir ve 1749-1752 yılları arasında St. Petersburg‟da devamlı elçilik bulundurmuşlardır.Ancak, Rusya o dönemlerde Osmanlı ve iran ile arasının açılmamasını istediği için bu talepleri kabul etmese de Osetlere sarbest ticaret izni vermeyi ve serbest dolaşım hakkını vermiştir.1768'de Osmanlı ile Rusyanın yaptığı savaşta Osetler, Rusların tarafında yer almışlardır. 1770'de Osetler, Rusya imparatorluğu ile birleşme taleplerini yenilemişler ve bunun üzerine Rus imparatorluğu Oset koyu olan Tsimi‟de ilk karakol ve gözetleme istasyonunu kurdu. 1843 yılında Ruslar tarafından Tiflis eyaleti oluşturuldu ve Osetya buraya bağlı bir idari birim haline getirildi.Çarlık Rusya'sında gerçekleşen ihtilalden sonra bağımsızlığını ilan eden Gürcistan, Güney Osetya'yı topraklarına kattığını ilan etmiş lakin Güney Osetya'daki Gürcü hakimiyeti fazla uzun sürmemiştir. 25 Şubat 1921'de Kızıl Ordu'nun Gürcistana girmesiyle birlikte sona ermiştir. 20 Nisan 1922'de Güney Osetya bölgesi'' Güney Osetya Özerk B ölgesi '' olarak Gürcistan Sovyet Cumhuriyeti'ne bağlanmıştır. Osetler, her ne kadar Gürcistan'ın bir özer bölgesinde yaşasalar da geçmişten beri hayalini kurdukları Rusya hakimiyetine Sovyetler ile kavuşmuş oldular. Sovyetlerin çatırdamasıyla Osetler de Gürcülerin asimilasyon politikalarını öne sürerek ayaklanmaya başladılar ve Oset-Gürcü çatışmaları patlak verdi. Bu olayların sonucunda Rusya, Güney Osetya, Kuzey Osetya ve Gürcistan masaya oturup antlaştılar...
2008 Güney Osetya Savaşı : Krizin Ortaya Çıkışı ve Sebepleri
Kafkaslardaki bu krizin ortaya çıkış sebeplerine baktığımızda SSCB dağıldığından bu yana bir mücadele söz konusudur. Fakat bu mücadele özellikle 2003 yılında gerçekleşen ve devlet başkanı Eduard Şevardnadzenin görevini bırakmasıyla sonuçlanan ve A.B.D destekli olduğu düşünülen ve devletin başına Mikhael Saakaşvilinin geçmesiyle gerçekleşen Gül Devrimidir. Gül Devrimi, Geoge Soros'un Turuncu devrimine takılan başka bir addır. Bu da ayrı bir yazımızda değineceğimiz konu olsun.
Saakaşvilinin devletin başına geçmesinden sonra Gürcistan dış siyaseti neredeyse tamamı ile denecek seviyede direkt olarak Avrupa ve ABDye dönmüş ve bu doğrultu esasında şekillenmeye başlamıştır. Bunun en büyük göstergelerinden bir tanesi de Saakaşvili göreve geldikten sonra A.B.D başkanı G.W.Bushun Gürcistanı bizzat kendisinin ziyaret etmesidir. Fakat bu durum ortaya bir Kafkasya krizinin çıkmasına sebep oldu ve Gürcistan ile Rusya yavaş yavaş karşı karşıya gelmeye başladı. Zaten Rusya ile Gürcistanın arası Rusyanın ayrılıkçı bölgeler Abhazya, Güney Osetya ve Acaristan desteklemesinden dolayı gergindi. Her ne kadar Saakaşvili Gürcistandaki Gül Devrimi gibi mini bir devrim denilebilecek bir şekilde Acaristandaki Aslan Abaşidze iktidarını ortadan kaldırıp halkı yanına çekse de halen kuzeyde Abhazya ve Güney Osetya gibi Gürcistanın toprak bütünlüğünü tehdit eden Rusya destekli iki sorun bulunmaktaydı ve bu iki sorunun üstü Gürcistan Avrupa ve özelliklede A.B.D ye yaklaştıkça açılmaktaydı. Yaşanan bu olaylar sonunda nihayetinde Gürcistana yapılmaya başlanan askeri ve ekonomik A.B.D yardımları, Gürcistanda yapılan A.B.D destekli askeri tatbikat ve Gürcistanın NATOya üyeliğinin dünya basınında büyük yankı bulmasıyla beraber Kosovanın da A.B.D ve Avrupa desteğiyle bağımsız olarak Rusyanın balkanlardaki müttefiki Sırbistandan kopması da tabiri caizse işin tuzu biberi oldu ve akabinde bunun üzerine de Güney Osetya ve Abhazyadaki sınır ihlalleri de söz konusu olması da artık bardağı taşıran son damla oldu. Bunlara paralel olarak Gürcistanın her defasında Abhazya ve Güney Osetyadaki ayrılıkçı güçlerin Rusya tarafından desteklendiğini belirtmesi artık savaşın kaçınılmaz olduğunun bir göstergesi haline gelmişti.
Gürcistan'ın savaş hazırlığı
Mihail Saakaşvili iktidara gelmesinden sonra NATO ülkeleri, israil ve Yuşçenko Ukrayna'sının desteği ile Abhazya ve Güney Osetya'ya karşı Gürcü saldırısı hazırlamaktaydı.Pentagon, saldırıdan kısa süre önce, Gürcistan silâhlı kuvvetlerine dövüş eğitimi verdi.[Bu eğitimler kısmen, MPRI'nin da aralarında bulunduğu özel askeri şirketler tarafından işe alınan eski ABD özel kuvvetleri mensupları tarafından veriliyordu.MPRI (Askeri Profesyonel Kaynaklar Şirketi), 1995te, Hırvat Ordusunu Krayina Sırp Cumhuriyeti'ni işgal etmeden önce eğitmek için Pentagon tarafından görevlendirilmişti; 250.000 insanın yerinden edilmesine yol açan bu işgal Balkan savaşlarındaki en kötü etnik temizlik olaylarından biriydi. Böylelikle Gürcistan, Fırtına Harekâtı'nı taklit etmeye kalktı.
Gürcistanın tutumu
2-4 Nisan tarihlerinde Romanyanın başkenti Bükreşte yapılan NATO zirvesinden Gürcistanın keyfini kaçıracak olan ret cevabının çıkmasından ve bu ret cevabının da arkasında da Güney Osetya ve Abhazya sorunlarına bağlı olarak ortaya çıkan siyasi stabilizasyon sorununun yer almasın büyük bir etkisinin olması üzerine Gürcistanda bu sorunlu bölgeler üzerine ciddi siyasi ve askeri yaptırım düşünceleri kulaktan kulağa dolaşmaktaydı. Ayrıca kendi rejiminin ve pro western bir hükümeti iktidara getiren ABDnin Gürcistana bundan sonrada yardım edeceği aksi takdirde buralara kadar getirdiği Gürcistanın yok olmasıyla beraber ABDnin de imajının sarsılacağı düşüncesini ABDnin kabullenmeyeceğinden ve Gürcistanın olası bir Güney Osetya müdahalesinde Rusyanın uluslar arası tepkilerden çekineceğini düşünen ve ABDnin olası bir Rus müdahalesine imkân vermeyeceği düşüncelerinden güç alan Saakaşvili bildi yolda ilerlemeye ve ayrılıkçı bölgelere ciddi manada yaptırımlar düşünerek bu yola çıkmıştı ve bütün dünyanın gözünün Çindeki 2008 Pekin Olimpiyatlarında olduğu bir günde Güney Osetyaya savaş açmıştır. Gürcistan savaşın başlarında çok rahat bi şekilde Güney Osetya başkenti Tsinvaliye girmiş ve kenti ele geçirmiştir.
Rusyanın Savaşa girmesi ve gidişatın değişmesi
Gürcistanın G.Osetyaya askeri müdahalesi sırasında Pekin Olimpiyatlarında bulunan Rusya Başbakanı Vladimir Putin yaptığı açıklamada Gürcistanın saldırgan tutumu asla karşılıksız kalmayacaktır açıklamasının hemen ardından Rusya sınırdaki Barış Gücü askerlerinden bazılarının açılan Gürcü ateşi sonucunda ölmesi ve Rusyanın G.Osetyada yaşayan ve Rus pasaportu taşıyan vatandaşlarının güvenliğini ve haklarını koruyacağı ve savunacağını açıklamasından sonra Rus tanklarının Tshinvaliye girmesi ve kentin kontrolünü ele geçirmesi ve buna paralel olarak Poti Limanının bombalanması ve Tiflise 30km. yakınlıktaki Gori şehrini bombalaması üzerine savaşın seyri tamamı ile değişmiştir ve Gürcistan ateşkes istemek zorunda kalmıştır.
Sonuçları
Avrupa Birliği Dönem Başkanı ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin Rusya Devlet Başkanı Dmitri Medvedev'le imzaladığı ateşkes anlaşmasını belirleyecek altı maddeden biri Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili'nin itirazı üzerine çıkartılırken, diğer beş madde üzerinde Rusya Federasyonu ve Gürcistan Cumhuriyeti anlaşmaya varmıştır. Kabul edilen beş madde;
Tüm taraflar şiddeti bırakacaktır.
Askeri eylemler duracaktır.
insani yardıma sorunsuz erişim sağlanacaktır.
Gürcü güçlerinin kalıcı konumlarına dönecektir.
Rus güçleri çatışma çıkmadan önceki konumlarına dönecek ve Rusya, Güney Osetya sınırları içinde ilave güvenlik tedbirleri alacaktır şeklindedir.
Rusya Federasyonu ateşkes imzalamayı kabul ettiğini bildirse de, sabah saatlerinde Gürcistan'ın Gori kentini bombalanmaya devam etmiş, Gori kentinden çıkan çok sayıda zırhlı araç ve tanklar Gürcistan'ın başkenti Tiflis'e doğru ilerlemeye başlamıştır. Rus askerleri, Tiflis'i Güney Osetya'nın başkenti Şinvali'ye bağlayan ana yolu kapatmış, 2 insansız Gürcü uçağını düşürmüştür. Abhazya kuvvetleri Kodor Vadisine havan topları ve uçaklarla saldırı düzenlemiş, Gürcistan kuvvetleri Kodor'dan çekildiklerini açıklamıştır.
Osetya krizi, Rus Dış Politikası ve yeni dünya düzeni hakkında birden çok çıkarımda bulunmamızı sağlamıştır. Bunlarda ilki Rusyanın SSCB dağıldıktan sonra yeniden eski gücüne kavuşup uluslararası sistem içerisinde '' ben de varımdiyerek ABD ve AB karşısında dengeleyici bir güç olma potansiyeline sahip olduğudur .Uluslararası ortamın karmaşıklığı ve küresel dengelerin verdiği işaretler dikkate alındığında henüz Rusyayı tek başına durduracak dışsal bir faktörün olmadığı, gelişmelerin daha çok bu ülkenin inisiyatifinde şekil aldığı gerçeğidir . 1990larda Yugoslavyanın dağılma sürecinde müdahalelere Yugoslavyanın içişlerine müdahale olarak görerek karşı çıkan Rusyanın mevzu bahis kendi politik sınırları içerisinde yahut çevresinde gerçekleştiği takdirde devletlerin içişlerine karışmakta hiç geri kalmayacağını göstermiş oldu.Değinilmesi gereken bir diğer nokta da 27 Ekim 2013 tarihinde yapılan Gürcistan Cumhurbaşkanlığı seçimidir. Bu seçimi Başbakan ivanişvilinin adayı Margvelaşvili kazanmıştır. Ancak Margvelaşvilinin göreve başlama törenine Rusyanın davet edilmemesi, BDT toplantısında birliğe tekrar üye olması için gönderilen daveti Gürcistanın kabul etmemiş olması ve ayrılıkçı bölgelerin uluslararası toplumunca tanınmaması doğru ltusunda politika izleyeceklerini ifade etmesi onunda Saakaşvili kadar Bati yanlısı olmasa da Rusya ile çakışan politika izleyeceği kesindir. Şu an uluslararası toplumda Güney Osetyayı tanıyan devletler: Rusya Federasyonu, Venezuela, Nikaragua, Nauru ve Tuvaladır
2008 yılında rusya'nın kışkırtmalari neticesinde gürcistan'a bağlı güney osetya cumhuriyeti (özerk) arkasına rusya'yı alarak gürcistan'a savaş açmıştir. Ve savaş neticesinde bağımsız olmuştur. Güney osetya rus yanlısıdır.
Bu savaşta abd destekli nato gürcistan'ı yalnız bırakmıştır !...
Şimdi ise rusya, aynı senaryoyu ukrayna üzerinde ciddi bir şekilde uyguluyor. Ve abd destekli nato yine aynı tavrini gösteriyor. Ukrayna'yı yalnız bırakma taktiği !.
Ukrayna kendi kaderini kendi belirleyecek. Rusya ile Anlaşma yoluna gidecek. Yazdim buraya....