boğaziçi üniversitesini boğaziçi üniversitesi yapan kampüstür. yani o kadar güzeldir ki bahar da tatile (oha yani) bile gidilebilir bu boğaz manzaralı mekana.
manzarada oturursun..boğazın sessizliği yüzüne çarpar da çarpar..sonra yakarsın bi sigara..ah ulan ah dersin..arada bi gemi geçer şöyle büyüğünden..birşeyleri hatırlatır sana..ama ne gördüğün gemi aynı gemidir ne yüzüne vuran rüzgar..
bebeğe inen merdivenler barındırır içinde,lakin çıkmak da ayrı derttir.merdivenlerin dolanmaçlı olması, etrafın yeşillik ve ağaçlarla dolu olması büyük nimettir, sevdiceği çok özlemişseniz özlem mözlem kalmaz.
günlük siyasi gazetler hemen hemen yarı fiyatına satılmaktadır kampüs içerisindeki büfede.
boğaziçi üniversitesinin en güzel kampüsüdür. tek dezavantajı kampüsün üst girişiyle alt girişi arasındaki muazzam rakım farkıdır. ayrıca kedili kampüs olarak ta bilinir.
girişindeki boğaz manzarası herhalde istanbul'da tek olan kampüs. ilk adımımı attığımda resmen büyülenmiştim. tabi oradan geçenlerin umrunda değildi bu, sanki kalabalık bir otobüste arka sıraya doğru ilerlercesine bir umursamazlıkla kafalarını bu muhteşem manzaraya bir kere olsun bakmak için kaldırmayan geçiyorlardı. insanoğlu dışarıdan muhteşem görünen şeyleri eline geçirince ne kadar nankör davranıyor. tek olumsuz yanı elinizde en ufak bir gıda maddesi görünce tinerci çocuklar gibi etrafınızı saran kedileridir (benzetmede hata olmaz demişler efenim, kimseyi küçümsediğimiz yok haşa).