ögle arası molamı en güzel şekilde geçirmek ve kafamı rahatlamatmak üzere kahve dünyasına (dikkat reklam içeriyor) gittim. etraf ıssız henüz insanlar akın etmemiş, neredeyse boş idi. güzel bir masa bulup olaylardan habersiz olarak yerime gectim. nerden bilebilirdim ki başıma geleceklerden.
hatta öyle bir zamanlama yapıp az sayıdaki elektrik prizinden birini kapmıştım dolayısıyla bir üniversiteli kızın "bana priz bulun lan" haykırışlarına kulak tıkayarak ttnet wifi de sörfüme başladım. oh misss.
kapiçinomu da söyleyerek beklemeye koyuldum.
hazin sonum yaklasıyordu. kapiçinomdan ilk yudumu almamla bir grubun içeri girmesi bir oldu. dokuz kadar orta yaşlı hanımefendi oturacak başka yer yokmuş gibi gelip basucuma oturuverdiler. meraklı gözlerimle onu izlerken bir güzel keyfimin ortasına kuruluverdiler.
bir yandan kaçamak bakışlarla beni izlerken sohbetlerin devam ediyorlar. tırsıyorum sözlük.
daha ne kadar bu duruma dayanıcam bilemiyorum. iki adet pamuk alıp kulagıma tıkamayı bile düşündüm, neyseki kulaklıgım yanımda. fizy yardımı ile bunun da üstesinden gelirim heralde.
-sanırım ilk konu boşanan arkadasları idi.
bir geyik döndürüyorlar ki sorma sözlük. beni araya almalarından korkuyorum !!
-biri yanımda arada kesik atıyor. tırsıyorum kapacak diye.
Yaptigim seydir. Siram epey ileride cikti ama olsun artik. Yazarlar arasindada yapabiliriz aslinda. 1000 yazar bir araya gelip her ay 300 lira vermek seklinde. 1000 ay yani 83 yil falan surer alt tarafi. Sira size geldiginde 300 bin liraniz olacak ne guzel. Neyse uyuyim ben.