2006 yılında Plüton yörüngesinde kendi bağımsızlığını sürdüremediği ve kendisinden daha büyük gök cisimleri olduğu vb.olaylar sebebi ile gezegenlik ten çıkarıldı.
Eski Tramvayları çeken atların bulunduğu ahır olan Taksim'deki ahıra, Dingo isimli Rum vatandaşı tarafından işletildiği için DiNGONUN AHIRI denmiştir.
Dingonun Ahırı mı lan burası lafı da oradan gelmiştir.
Konuyu biraz daha açalım;
Atlı tramvaylar zamanında, tramvaylar 2 atla çekilirken dik Şişhane yokuşunu çıkabilmek için Azapkapı'dan takviye at alarak yokuşu çıkabilirlermiş. Tramvay bu haliyle Taksim e kadar gelir, burada çıkartılan atlar, bu gün Taksim alanının batı kısmındaki Sular idaresi maksemi ile Fransız konsolosluğu arasında bir ahırda bir süre dinlendirildikten sonra tramvaya bağlanmadan boş olarak Azapkapıya götürülürlermiş.
Atlı tramvayların da ilk yıllarında, Tramvay idaresi'nin çeşitli semtlerde, ahırları ve beygir tavlaları varmış.
Tramvaylara koşulan atlar, belli saatlerde çalıştırıldıktan sonra, bu ahırlara teslim edilirmiş. Tatavla* semtindeki bir tavlaya "Dingo" lakabında, sarhoş bir Rum kâhya vermişler. "Dingo" ahırda pek durmaz, ikide bir bitişikteki meyhanede kafayı çekmeye gidermiş. Tramvay sürücüleri, yorgun atları getirir, ahırda Dingo'yu bulamayınca, kendi bildikleri gibi bir çift atı, tramvaya koşmak için alır götürürlermiş. Bazen de biraz önce başka bir sürücünün getirdiği yorgun atları, dinlenmiş atlar sanarak alip götürdükleri olurmuş.
Dingo'nun ahırı bir karışıklık ve keşmekeş örneği olarak halk arasonda deyim haline gelmiştir. Gün boyu bir sürü atın girip çıkmasından dolayı dilimizdeki '' burası dingo' nun ahırı mı giren çıkan belli değil '' sözü buradan gelir.
*Tatavla = Şişli'de Kurtuluş semtinin Osmanlı dönemindeki adıdır.
ABD de yapılan bir araştırmaya göre kırmızı renk otomobil kullananların diğer renklerde araç kullananlara göre daha fazla kaza yaptıkları belirtilmiş. Çünkü sıcak renklerin, tansiyonu yukselttigi, solunumu hizlandirdigi , terlemeyi cogalttigi tespit edilmiş.
Taşak kelimesi taşmak fiiline türkçede organ yapan -ak ekinin gelmesi ile oluşmuştur. Kendinden Bir şeylerin taşmasını ya da vücuttan taşıyor olmasını kastettiği düşünülür.