her türden arkadaşın olunca belli bir tür için dolduğunda ağzına geleni söyleyemiyorsun. Niye? çünkü canım arkadaşlarımın kalbi kırılır. Bu durum içler acısıdır. O kadar ortak özelliğin olduğu halde eleştiriye açık olmadıkları için yanlış gördüğün şeyleri açık açık söyleyemeden yuvarlanıp gidiyorsun. Onlar her siki açıkça söylediğinde fikir hürriyeti diye anlayışla karşılarken, iki damarına dokunduğun arkadaşın surat yapıp aramıyor. alayınızın amk onospu cocukları
Yanınızda olan, sizi sevdiğini düşündüğünüz insanın aslında en büyük düşmanınız olduğu gibi bir gerçek var bu hayatta.
yıllar sonra tekrar karşıma çıktı bu gerçek gibi gerçek.
mutlu sonlar, iyinin kazanıp, zorbaların kaybetmesi genelde filmlerde ve hikayelerde olur.
gerçek hayatta güçlü olan kazanır.
ve maalesef güçlü olan zorba, güçsüz olan masumu ezmekte, sömürmektedir ve hikayenin sonu zorbanın masumu canice, korkunç, iğrenç bir şekilde katletmesiyle biter ve yapacak bir şey olmaz, elinden bir şey gelmez.
Kalbimizde hissetiğimiz nurdan dünya yok; aklımızın istediği düzen çok uzak, hem de çok. Başaramayacağımızı ve değiştiremeyeceğimizi bilerek aldığımız nefesten daha acısı ne olabilir ki? Üstüne üstlük yaşamak için buna muhtaç olmak... Artık tek isteğim ihtiyacı olan bir mazluma Hızır olmak ve sonunda da bu acıdan sonsuza dek kurtulmak... Çok zalim olduğumuz aşikâr; ama herkesin çok cahil olduğu... Keşke cehaletin mutluluğunu yaşayabilseydim. Hiç tadamadım. Acı nefesi dayayıp durdular bizlere.