bu şarkıyı nasıl anlatsam karar veremedim. sanki anlatmaya çalışsam saygısızlıktan taş olacakmışım gibi geldi şu an.
zamanın kristalleşip yavaşladığı, beyazın ufaktan ufaktan süzüldüğü, mantıklı cümlelerin yerini derinden gelen boğuk bir "nönönö" ve "abijim" e bıraktığı ortamda, tamamen bir kendini bırakıştan öte sahibinin o güzel sesine duyulan saygıdan dolayı geceyi dimdik bir şekilde ayakta bitireceğini unutmaman gerektiğini sana hatırlatan şarkı. yenik ama sert, zayıf lakin dimdik, dağılmış fakat kravatlı.
tsm sevip de, efkarlandığında dinlemeyen yoktur bu parçayı. fasıl varsa, masada aşık da varsa, bu parçasız olmaz. müzeyyen senar, zeki müren, bülent ersoy hepsi ayrı tatta söyler.
gece yatağıma yattığım da aklımda olan bir tek insan var o da sensin. uzun saatler seni düşlüyorum ve uykuma dalıyorum. Sonra belli bir süre geçiyor, uyanıyorum uyandığım andan itibaren yine aklıma gelen ilk insan var o yine sensin. gecem de gündüzüm de sen oldun be bir tanem.