Üniversite de güneşin altında 3 bira peş peşe çakmıştık arkadaşlarla. Bakın yalanım varsa çaylak yazar olayım ki;
Boş otobüste ayakta gittik. O kadar güzel kafa yapmıstı.
denize karşı buz gibi başka şeyler yapılabilir. gündüzü de gecesi de olmaz bu işin ama gündüz içen de gece içen de bir olması gerekirken biri X10 günah.
içki içmeyi bir zevk olarak kabul etmiş kimselerdir.*
içkiyi gece vakti damar bir müzikle efkarlanmış vaziyette içmeliyiz yada bir kutlama yada eğlence olmadan olmaz efendim içilmez diye bir şey yok.insan o tadı ne zaman almak istiyorsa alır.
kasıt sabahtan akşama kadar içmek ama. öyle arada bir falan değil. normandiye çıkarması sırasında churchill günde 2 şişe scotch, 3 paket de sigara içermiş...(bunu tarihçiler yazıyor, içki uzmanları değil)
avrupalıların neredeyse tamamı. avrupaya ilk gittiğimde bu manzara ve kimsenin bunu yadırgamayışı beni çok şaşırtmıştı. içki içen biri olsamda günün o saatlerinde içki içilmesi çok tuhafıma gitmişti. insanlar öğle yemeğine çıkıyor yemekte bir iki tane yuvarlayıp işlerine devam ediyorlardı. adamlar gündüz vakti içiyor ama kimse onlara kınayan bakışlarla bakıp içlerinden pis alkolikler gibi laflar etmiyordu. o zamana kadar içki içmek bilinçaltımda herşeye rağmen biraz utanılacak ve ayıp birşey di. ama o günlerden sonra artık böyle düşünmüyor, içki içmenin bir kültür olduğuna inanıyorum. alkolizm sınırlarına vardırmadıkça günün her saatinde içilebilir hayata tat katan o sihirli sıvı ile barışık yaşıyorum. herkese de tavsiye ediyorum.
sıcaktan bunalıp denize karşı buz gibi bira içenler bilir gündüz içki içmenin ne demek olduğunu. şiddetle tavsiye edilecek durumdur.hayat kavgası olmadığından değil, hayata ve kavgaya mola vermek için yapılan eylemdir.
herkes özgür olsa da dışarıda hayatın akıp gittiğini unutan hayat kavgası olmayan insanların zevk ve sefa uğruna yaptıkları gereksiz iştir. Derdim çok deyip içenlere ise aptal gözüyle bakıyorum.