ihtiyar ferit hayvan engin ve fakir
bulundu yitmiş kafalar
iyi ki çektirmişiz bir sarı fotoğraf
işendi konsolosluk duvarlarına
topluma dimdikliklerdir kanın deliliğinden
şiltenin altında ütüye durmuş
cumartesi pantalonu
daimi leyli bir gecenin
mavi ışığı
işte geldik gidiyoruz
orhan veli gibi nazım hikmet gibi
altmışsekizin son günleri
merhaba hafif süvari çarşamba lisesi
yüzü sivilceli bir oğlanm
yaşar nabi'ye şiir götürüp
onun bükülgen
her kez bükülen dudağını
ve kemikli çok temiz ellerini
kısık sesini
nefesim kesilerek dinlediğim günlerim
hüsran ile inilerim
varlık yayınlarının kabus merdivenlerini
bir güzel simit yerim cağoğlun'dan aşşağı
kızı akademide sınıf arkadaşım
tavlarsam kızı ödeşeceğiz yaşar nabi'yle
ekin nayır tavuskuşu tutturtmuyor elini
gene galip yaşar nabi fakire karşı
hem haziran hem ramazan
oruç tutmaz martılar
uzun sürmüş ankara'nın ardından
parasız bizans serinlikleri
dün gece de kavga ettik
karım gündeste müfettişi
semra kim bena kim mehtap kim
gökyüzü kim eczacı kim
bulutlar kim düşler kim
demir perde bir evlilik bizimkisi
salı olur sallanır
mendil gibi bir aşk bu
hafif nezle özü güzel
biçimseli diken diken
zaman zaman sevgi kakan bir aşk bu
çarşamba'dan belli değil perşembeler neye teşne
gece çöker dellenir
kandil gibi bir aşk bu
seksendördün son günleri
yağmur kokan bir aşk bu
horozların sesini
kuşlar kesip geçtiler
bulutlar utandılar
ay afalladı
tabak gibi kalakaldı ortada
yıldızlar şaşırdılar
henüz çeyrek geçiyor
horoz seslerine aldanmış güneş
bugün erken doğuyor
kim ne karışır
zaten bir başka mavidir
güneşle ay karşılıklı yaraşır
yıldızlar da isterim
süslü olsun gökyüzlerim
amin