amerika'nın dümen suyuna girmenin sonucu tum bunlar. sebep olarak ise şerif mardin'nin bir sözünü göstermek istiyorum bu yoldan cıkaran gönüllü yazılmalara:
ispanya'da hiç iç savaş yaşanmadığı, almanya'da neonazi diye bir kavram peydah olmadığı, britanya'da mezhep çatışması yaşanmadığı, abd'de her şeyin güllük gülistanlık olduğu, fransa'nın yakın zamanda ateşe falan verilmediğini düşünürsek doğrudur türkiye'nin seviyesiyle uyumlu olmaması. avrupalılık nişanını alayazarken ortadoğulu pislikler olduk çıktık. ya paris'i yaksalardı, ya irlanda karışsaydı, ya bask, ya ira, ya katalan, ya protestan...
avrupalıyım diyen de bir anda ortadoğulu uyanacaktı ertesi sabah. iyi ki avrupa gelişmişliğin göstergesi. iyi ki önümüzde avrupa gibi örnek alınacak bir medeniyet var. umarım biz de bir gün sokak ortasında birbirimizi skip, 70'li yıllara kadar sömürdüğümüz afrika ülkelerinden çaldığımız ganimetlerle müreffeh yarınlar inşa ederiz. kısmet.
Bir hirstiyan bir alevi koysalar sünniysek alevinin gırtlağına yapıştığımız dönemler geride kalmışken, bir yunan bir kürt koysalar türksek kürdün boğazına yapışcağımız günler yakındır.
avrupa ekonomide, bilimde falan sınıfı geçmiş. avrupa banknotları alplerde yetiştiği için toplayıp toplayıp ekonomi geliştirmişler, bilim yapmışlar, sanat eserleri meydana getirmişler. avrupa'nın sömürge tarihi mi kısa dönemli olan, yoksa çağlar boyu süren cehaleti mi?
orta yerine israil bombasını 1948'te koyanlar önceki gün cezayir'i, fas'ı; dün ruanda'yı, bugün afrika'yı sömüredururken, filistin, iran incir çekirdeğini doldurmaz konularda kafa patlatıyormuş meğer. meğer ortadoğu ipimle kuşağım dolaşıyormuş. ellerindeki tüm imkanlar alınmamış yani. yani şu anda sınırlarını geçemediği için gıda yardımı bile alamayanlar onlar değil.
aklını sktiğimin filistinlisi yazsana soneni, bestelesene adagionu, patlatsana postmodern zırvalarını, video art'ınla doldursana avrupa'nın tüm skindirik bienallerini. ama malsın işte. tüm imkanlarına rağmen incir çekirdeğini dolduramadığın için üçüncü sınıf cazcılar yetiştiremedin sen. bu yüzden bizim gençlik selena benzeri platin saçlı ciksini kapıp gittiğinde festivallere esamen okunmuyor kuveytli. bir iran sineması işte. onu da bizim yavrukurt bilmiyor sanırım.
bizanslılar, meleklerin dişi mi erkek mi olduğunu tartışırken fatih istanbul u alıvermiş. istanbul un gerçek fatihi kenan abi söyledi. hatırlatayım istedim.
kenan abi saygılar.
görevi, egemenlik sınırları içerisinde yaşam sürdüren vatandaşlarını; birlik, beraberlik ve barış içerisinde yaşatmak olan, onların bir nevi hizmetkarı durumundaki devlet;
halkı için, her şeyin en iyisini, doğrusunu ve güzelini bilen, yer-yer ukala ve kimi zaman da küstah tavırlar sergilemektedir. buna sebep olanlar kimlerdir? atanmışlar... pekiyi! atanmışların, seçilmişlere hükmettiği bir ülkede, demokrasinin varlığından söz edilebilir mi?
siyasi, etnik ya da dini olsun; her grup, bu ülkede kendi doğrularını dayatmakta ve bu işin öncülüğünü de bizzat devlet organları yapmaktadırlar. temel ödevi, onları 'bir ortak noktada buluşturma' olması gerekirken...
- ne yazık!..
hiç bir grubun, bir asgari müşterekte buluşma isteğinin bulunmadığı ortamlarda; çatışma kaçınılmazdır. bu bağlamda, yaşanan gündem sürpriz değil aksine, beklenendir.