bu akşam evimin altındaki sokakta büyük bir kavga yaşandı ve o arada silahlar patladı. ardından kalabalık kaçıştı sadece vurulan ve silahlı kişi sokakta kaldı. adam pişman olmuş ve vurduğu kişiyi canlı tutmaya çalışıyor ya da istiyordu. sonuçta polis geldi adam zaten ölmüştü. silahlı adamı ekip arabasına bindirip tutukladılar. sonra bir ambulans geldi ölüyü götürdü. ardından sokak yine bildiğini okudu. o sokaktan geçen, bugün o sokağa girmemiş çoğu kişi 2 saat önce burada bir adamın öldüğünü bilmiyorlardı.
yazılarında göt kelimesini aleni ( burada aleni g.t, ..t, g.. tamamı ) bir şekilde kullanan can yücel'i bir gün gerizekalının teki mahkemeye verir. duruşma başlar hakim can yücel'e sorar.
-can bey bu kelimeyi bu şekilde kullanmanın yasak olduğunu bilmiyor musunuz?
can yücel: hakim bey izin verirseniz bir hikaye anlatacağım. bu hikayede geçen kişiler ve olay gerçektir. tüm türkiye'deki göt kelimesini kullanan kişilerin hepsi suçludur fakat suçlu değillerdir. hakim bey bir köyde ateşli bir hasta vardır, kasabaya doktora getirir hastayı köylüler. koca devletin koca doktoruna. doktor hastaya fitil verir ve köye döndükleri gibi hastaya fitili anüsten vermelerini söyler köylülere. köylüler tabi 'tamam dohtor bey' diyip köye giderler. köydeki herkese sorarlar, en bilgelere bile, ama kimse anüs ne demektir bilemez. bu nedenle bir türlü ilacı da veremezler hastaya. hastanın durumu da gitgide kötüleşmektedir. bunun üzerine köylü, doktora, koca devletin koca doktoruna telefon etmeye karar verir ama kimse buna yanaşmaz. ne cüret di mi doktoru arayacak bi köylü. neyse durumun vehameti üzerine muhtar aramayı kabul eder. bütün köylü toplanır santrale, muhtar arar, "biz ne yapacaamızı bilemedik dohtor bey" felan der işte. karşıdan doktor bişiler söyler. muhtar döner, ama arkasına: "makattan verin dedi dohtor" der.
yine tüm köye sorarlar, komşu köylere birilerini yollayıp sordururlar felan, ama makat ne bilen yoktur yine. hasta ise gitti gidecek, ateşler içinde kıvranıyo baya.
ihtiyar meclisi toplanır. son çare, doktorun bir kez daha aranmasına karar verilir. yine kimse aramaz istemez doktoru. nihayetinde yine biri kandırılır, telefonun başına geçer, ama bi yandan söylenmektedir: "çok kızacak dohtor çok!" diye.
sonunda telefonu açar, durumu anlatır, doktor bişiler söyler yine. telefondaki köylü, yüzü allak bullak, arkasını döner:
"çok kızacak demiştim; götüne sokun dedi"
ben halk şairiyim hakim bey. bizim köyde göte göt derler. başka da bir tanımı yoktur götün.