insanların film izlerken kendisini gaza getiren sahnelerin vazgeçilmez içeriği etkileyci fon müzikleridir. kimi zaman kişiyi gaza getirir, kimi zaman hüzünlendirir, kimi zaman da güldürür. hani iki sevgili ayrılmadan son kez birbirine bakar sonra pat diye emre aydın- hoşçakal verilir ya arkadan sonra kızlar başlar hüngür hüngür ağlamaya. insanlar üzerinde en az sahne kadar etkisi vardır iyi bir müziğin.bir başka sahnede sevgilisi tarafından terkedilen elemanın bir elinde kadehi bir elinde sigarasıyla salaş bi mekanda demlenenirken aniden orhan baba girer araya bir teselli ver diyerek. ah ulan ah deriz. hababam sınıfı haytalarının güne uyanırken ya da yaptıkları haylazlıkları izlerken o hareketli jeneriğin duygularımızı yoğunlaştırmadaki etkisi yadsınamaz bir gerçek.
işte hep düşünmüşümdür böyle acaba gündelik yaşamda da insanların en ihtiyacı oldukları anda bu tür fonlar verilse nası olurdu diye. aslında çok kıyak olurdu be. yolda salına salına pervasızca yürürken bi pinhani- ben nası büyük adam olucam çok iyi gider mesela. ya da ılık bir akşamüstü dolanırken sahilde hali hazırda bir de sigara yakmışken, dario moreno haykırsa deniz ve mehtap diye. lan hakketen çok iyi olur be. neyse napalım biz de kulaklık vs idare artık..