orijinali; ''günde 97 mesaj atan kızın senden hoşlanmıyor demesi'' olan başlıktır fakat malum karakter sınırı.
olayın özü, yeni tanışılan ve mesajlaşmaya başlanılan hatun kişisinin, gsm operatörlerinin 9 tl ye binlerce mesaj kampanyasıyla aldığı mesajları bitirmeye ant içmesi ile başlayan ve ben denizin hayallerinin suya düşmesiyle son bulan bir mini dramdır.(mini dram ne la)
sabahın 8inde durduk yere ''napıyosunnnnn:)'' şeklinde başlayan mesajlaşma, gecenin 2sine kadar gün içerisinde yaşanan olayları anlatan ve ''şimdi yemek yemeye gidiyorum, yedim çok güzeldi, sen de buraya gelmelisin, of şu elbise süper yaaa'' diye devam eden mesajlaşma şeklidir.
aslında çoğularına göre normal karşılanabilen bu 97 mesaj, benim için abestir çünkü mesajlaşmaktan çok arayıp konuşmayı seven biriyimdir, en fazla sevgilimle günde 34 kere mesajlaşmışımdır, onun da çoğu telefonu açmadığı için kavga etme olaylarımızdır.
neyse sonuç olarak 17 gün boyunca günde ortalama 97 mesajla geçtikten sonra ben artık hatun kişisinin benden hoşlandığını düşünmekteydim, bu düşüncem sadece 97 mesajla alakalı değil, hatunun her boku benimle yapmak istemesine ve sürekli üzerime düşmesiyle de desteklenmekteydi ayrıca buluşma anlarında hissedilen samimiyet ve alkollü anlarda gelen minik öpücükler de cabası.
17. günün sonunda saat 02.35 gibi mesajlaşırken artık gerekeni yaptım ve ondan beklentilerimi dile getiren bir mesaj yazdım ve beklemeye başladım, fakat hatundan gelen son mesajı aynen şu şekildeydi;
''nası yani ya?''
nası olcak amk eğer mesaj olayını hiç kullanmayan ve sevmeyen birine günde 97 mesaj atarsan o da hoşlanıldığını zanneder bire gerizekalı,
ha sen bu mesaj olayını çevrendeki tüm erkeklere uyguluyosan ki 5 kişi olsa; günde 97X5=485 eder, oha, çüş, drupppss derim.
90 dan sonra doğan hatunların bu mesajlaşma modası beni gerçekten derinden etkiledi, gece gece başladığım konuyu bağlayamadım bile,
sonuç olarak artık o hatun bana mesaj atmıyo, bardağın dolu tarafı; sabah akşam çıtır çıtır mesaj yazmaktan kurtuldum, ohh.
not: 97 mesaj herhangi 3 gün boyunca gelen mesajların ortalamasıdır.
not2:''birader niye mesaj attın, yüz yüzeyken söyleseydin'' diyenler için; o gece kafam çok güzeldi hacı demek istiyorum.
not3:''kim bilir nasıl bi mesaj yazdın?'' diyen hatunlara; gayet iyiydi ve ona karşı olan duygularımı güzel bir dille mesaja alıyodu, derim.
not4: buraya kadar okuyan oldu mu la? varsa bi mesaj atsın merak ettim.
bunun bir de erkeke versiyonu vardır ki, evlere şenlik.
hayatında atmadığın kadar mesaj atarsın sabahın köründen ta ki yatana kadar, sonra; ya biz normal konuşuyorduk, bunu neden abarttın tepkisiyle karşılarsın.
sonuçta ne mi yaparsın, o da senin sabrına kalmış mirim.
sarhoşken mesaj atar, sarhoşken arar, sarhoşken beni al der akabinde gelemem dersen beni hiç düşünmüyosun hep böyle yapıyosun der(noluyo lan sevgili mi olduk?) sevgililer gününde hediye ister. sende sussun diye adresini istersin hediye gönderebilmek için karşılık bekliyosun hep der. wtf noluyo lan kim karşılık bekliyor?
Hahaha, seni kullandığı anlamına gelir. Can sıkıntısını senle gidermiştir. Kendini yalnız hissetme, o kız daha nicesine böyle yapacaktır ve dünyada milyonlarca erkeğe böyle yapılacaktır. Umarım kıza çok para harcamamışsındır dostum.
ne istediğini bilmeyen, "her kız peşimden koşsun" diyen erkeklerin kız versiyonu. Ya da öylelerine haddini bildirmeyi gereksiz bir amaç haline getirmiş kız türü.
100 e kasıp düz hesap yapacağım kızın o kadar mesaja rağmen hoşlanmıyorum demesidir. erkekleri peşinden koşturmak isteyen ve ego sorunu olan kızın çabasıdır.
5-10 yaş arası çocuklar gibi çevresinden ilgi bekleyip, ilginin son bulmaması için mesaj yazan ve sonunda hoşlanmıyorum ama benle ilgilen, facebook'ta önce yorumlarımı ve paylaşımlarımı beğen sonra beni beğen ve hep yanımda ol diyen, diyebilen, uzak durulması gereken, uzak durulmadığı takdirde erkeğin vaktini boş yere harcamasına sebebiyet veren kızdır.
birkaç yıl sonra kendisini birçok yönden hiç iyi durumda göremeyeceğimiz kızdır efendim.
şöyle ki; günde sadece bir kişiye ortalama olarak bu kadar mesaj atıyorsa ve tabii ki bir insanın bütün gün sadece bir kişiyle bağlantı kurmasının imkansız olduğu düşünülürse çok büyük rakamlar çıkıyor karşımıza. bahsi geçen kızımız hergününü bu şekilde geçiriyorsa eğer, fazla mesajlaşmaktan ileriki yaşlarında parmaklarından sorunlar yaşayacağı aşikardır. sorun sadece parmaklar da olmaz çünkü telefonların yaydıkları radyasyon malum. bir kere zaten sağlık kötüye gidecek.
bunun bir de sosyal yönü var ki; bu kadar fazla sms, günümüz gençliğini asosyalizme doğru sürüklemekte. aradığın zaman cümle kurmaktan aciz, konuşmayı unutan nesiller türeyecek az kaldı. dilimizin katledilişine hiç girmiyorum bile...
bir başka taraftan baktığımızda, çok sevgili operatörlerimizin kampanya adı altında bu sms paketlerini aylığa bağlaması ilişkileri de öldürüyor. her an her saniye ulaşılabilirlik yüzünden, akşama işten/okuldan çıktıktan sonra arayıp gününü anlatma adına bir şey kalmıyor. hatta bu yüzden bazen konuşacak bir şey bile bulamayanlar var. kaldı ki hergün bu kadar fazla kontak kuran insanda biraz sukoyverme ya da cıvıma meydana gelecek tabii.
eh, tüm bunlara bakınca en sonunda o ya da bunun senden hoşlanmıyorum demesi gayet normal. biri demese öbürü diyecek iki gün sonra. yapmayın efendim bu kadar kolay harcamayalım herşeyi.