8-5 olarak anlaştığım iş yerine, 7.30 da mesaiye başlayıp akşamında belirsiz bir saate çıkıyorum. Eve geldiğim gibi yatağa giriyorum bazen çünkü başka bir şeye vakit kalmıyor. Bunlar yetmezmiş gibi bir de rüyamda ya işe geç kalıyorum ya da rüyamda bir şeylere yetiştirmeye çalışıyorum. Kısaca uzun ve tempolu çalışmak insanı fazlasıyla yıpratıyor...
Ben haftanın 7 günü, günde 14 saat çalışıyorum. işimi severek yaptığım için, bu kadar yoğun tempo, bana tatlı bir yorgunluk olarak geri dönüyor. Akşama kadar kızlarla ve müşterilerle dedikodu yaparak da, deşarj oluyorum. Canım işim yaa.
annelerin yahut ev kadınlarının rutinidir.
onların hafta sonu da, yıllık izni de, hastalık raporu da yok üstelik.
aylık maaşları olmadığı gibi, emekliliği de yok.
onların öğlen molası da yok, mesai bitiminde hazır kurulu sofrada yemek yedikten sonra tv karşısında ayaklarını uzatıp uyuklama lüksü de yok.
sadece bir iş yapıyorsunuz, ondan da şikayet etmeyin.
Tam 8 sene çalıştım. Cumartesi pazar tatildi yani haftada 2 gün boşum. Şuan 8 saat çalışıyorum ve ister inanın ister inanmayın 12 saat çalışmak daha verimli ve iyiydi hafta sonu tam dinlenebiliyordum şimdi ise bir gün tatil hiç bir şeye yetmiyor. Cumartesi pazar çalışılmadığı taktirde mis gibi mesaidir benim için.
köleliktir ilk işe girdiğimde 13 saat çalışıyorduk 2010 yılıydı.liseden sikdir edilmişiz peder vermiş bize sopayı demiş git iş bak.girdik lokantada çalıştık sabah 7 akşam 8.Sabah hava kararmış işe gelmişiz.Akşam işten çıkıyoruz hava karanlık eve bir avrıyoruz akşam 10 yemek ye duş al yat.Kölelik sisteminden farklı değil.