aşkın en dolu yasandıgı an soylene kelime sabahları askınız taafından bir opcukle dile getirildigi an haz ve huzurla dolmanızı saglayan bir anın soz ile ifadesi.
sevgilinin yanında uyanmak..
beyaz bir tenin en ince ayrıntısında
hatırlamak geceden kalan yarı düşleri.
kumral bir tatlının tadında dudaklarla
inceden alay ede ede öpüşmek
ıslak tadlar bırakmak
ayıpları çoktan uçurumlardan atmış damaklarda..
yastıktaki izlerde baş harfler aramak
ayak parmaklarında başlatmak bir senfoniyi...
ve eşsiz bir uyumda çalması orkestranın...
böyle bir sabah olacak...
ve o zaman olacak
içten,inanmış
ve gitmeler üzerine olmayan
varlığından pek haber almadığın
o kirlenmemiş "günaydın"...
bahar kendini hissetirmeye başlamıştır artık. sabah uyanmanın bile zevki bambaşkadır. erkenden kalkıp içinde hoş bir kıpırtıyla hazırlanmaya başlarsın. yüzünü yıkayıp saçlarını tararken aynada kendine bakar, bugünün güzel, neşeli geçeceğini söylersin. gerçekten öyle hissedersin.kahvaltını da yapıp okula gitmek üzere kendini sokağa atarsın. hislerin seni yanıltmamıştır. bahar hissettirmiştir varlığını. caddeden gürültüyle geçmekte olan kamyonun sesi bile tuhaf şekilde hoş gelmektedir kulağa. güneş yakmaz ama ısıtır; hava soğuktur fakat üşütmez. hafif esen rüzgara karşı hızlı adımlarla yürürken dolar içine binbir çeşit çiçeğin kokusu. " ohh!" demekten alamazsın kendini. gülümsersin. okula varıp arkadaşlarla çimlerde top oynamayı hayal edersin güneşin altında; yeşilin, kırmızının, pembenin, turuncunun arasında. sanki otobüs durağına yetişmek için yürümüyor, dans ediyorsundur. " yaşamak güzel." dir. hayatında biri varsa da yoksa da " aşık" sındır. ana caddeye çıkmak için sessiz sakin uyumakta olan mahalleye girersin. bütün dünya senin. herkes arkadaşın. tanısan da tanımasan da... ne farkeder hem, hepimiz, içinde öyle ya da böyle rol aldığımız bu tiyatroyu tamamlamak ve alkışımızı alıp çekilmek için yaşamıyor muyuz? " derin bir nefes daha çekeyim. ohh, misss!"
patır kütür terlik sesleriyle evin merdivenlerinden inen o küçük, uykulu, saçı başı dağınık kızı görürsün. " aman yarabbi! bu ne güzellik!"
eline parayı tutuştururmuşlar da, bakkala ekmek almaya gidermiş...yeşil gözlü küçük melek... sanki yasemin, sanki papatya. adı da bahar olsa bari...
bir hamleyle kucaklarsın o küçüğü, annesinin şaşkın bakışları arasında. şapur şupur öpüverirsin. ve o sihirli mutluluk sözcüğünü hediye edersin ona. günaydın güzellik, günaydın...
aşk mı, sevgi mi bilemediğiniz bir duygu içindeyken her sabah beklediğiniz telefon mesajıdır. tek kelime de olsa beklenir o mesaj "güne seninle başladım, gün boyu seni düşüneceğim. sen de beni düşün." der gibi...
Sabah sabah uyku mahmurluğuyla önümüze çıkan kim olura olsun güleç bir yüz ifadesi ama uyuyan beynimizle söylememiz gereken ve günü güzelleştirmek için atılan ilk adımdır.
ne zaman uyanırsan o zaman söylenir. havanın karanlık olması bir şey ifade etmez. gün insana ne zaman aymışsa günaydın o zamandır illa güneşin doğması gerekmez. mesela: günaydın!