eğlenceli, yorucu fakat beni amacıma ulaştırmış bir dünün ardından sabah yatağımda benden başka olmamasına rağmen pozitif enerjiyle kalkışımı, sonrasında banyoya gidişimi, küvete bakıp "en son ne zaman yıkandım? dün sabah. tamam, o halde bugün de sabah duş alayım (doğrusu yapmak ama aslında değil malum ki ekonomik kriz, yozlaşma, yabancılaşma, arpalaşma) ki saçlarım tüm gün temiz ve güzel görünsün" çakallığımı, seksle üretilip seke doymamış vücudumu yıkayışımı, bornozumu giyip saçlarımı jöle sürülecek kıvamda kurutuşumu da geçelim. (hadi adamım bu cümle gabriel garcia marquez - başkan babamızın sonbaharı nkilerden bile uzun.)Esas mesela aynaya bakmamda. Aynaya bakıp da kendime günaydın şampiyon deyip göz kırpmamda.
şimdiye kadar üç gez geldi başıma
ilki tahmin edileceği üzere kuvay-i milliye sabahı.
ikincisi koluma sağatimi taktığımda
üçüncüsü de ilk öğrendiğimde (kronolojik sıra içermez)
oğlu okulundaki başarılarından dolayı ödüllendirilmiş (nomine edilmiş varsa türkçede nomine edilmiş olsun) babanın tören ertesi günü oğluna kahvaltı hazırlaması, mavi pijamalar içerisindeki yorgan sarışını oğlunun kahvaltıya gelmesiyle ettiği amerikan babası lafıdır.
amerikan filmlerinde oğluyla arkadaş gibi olan, birlikte basketbol oynayan, balık tutan, beyzbol maçına giden babanın oğluna sabahları söylediği söz. arada "biz bir takımız" sözünü de mutlaka kullanır.