bir tavsiyeden de ötedir. ve inanılmaz önemli bir noktadır.
zira işlenmiş olan günahları bir başkasına anlatmama konusunda peygamberimizin (a.s.m) ciddi bir uyarısı vardır. Buyururlar ki:
"işlediği günahları açığa vuranlar dışında, ümmetimin tamamı affedilmiştir. Bir adamın gece kötü bir iş yapıp, Allah onu örttüğü halde, sabahleyin kalkıp:
"Ey falan! Ben dün gece şöyle şöyle yaptım" demesi açık günahlardandır. Oysa o kişi, Rabbi kendisinin kötülüğünü örttüğü halde geceyi geçirmişti. Fakat o, Allah'ın örttüğünü açarak sabahlıyor."
sahabe hazretlerimiz yaptıkları yanlışları, olayları efendimiz'e (a.s.m) anlattıkları zaman, o'nun ilk söylediği şey ''kimseye anlatma'' olmuştur her zaman. benim dikkatimi çekmiştir. çünkü nedense tam tersini yapmak gerekir gibi gelir insana. öyle ki bocalatır bile. tamamen şeytanın hilelerinden birisidir bu düşünce ve his.
şeytan der ki insana, ''için başka dışın başka'', ''yalan mı söyleyeceksin'', ''allah'ın bildiğini kuldan mı saklayacaksın''... gibi gibi gibi aynı kendine yakışır, şeytanca pek çok düşünce getirir insana. adı üstünde 'şeytanca'. yaklaşılmaması, kanılmaması gerekir.
günahların gizliliği insanı tövbeye yaklaştırır. pişmanlığın ateşinde yandırır. günahlar insana aşama atlattırır. kulluğu yaşatır en derinlerde. allah'a yaklaştırır.
''Eğer siz günah işlemeseydiniz, Allah sizi helak eder ve yerinize, günah işleyip, peşinden tövbe eden kullar yaratırdı.'' (Müslim, Tevbe, 9, 10, 11)
midye içine kaçan bir kum tanesi misali, inci eyler tüm şerleri allah. o kadar merhametlidir ki, merhametini 'bilmekten' 'yaşamaya' terfi ettirir tövbe ile.
ve insanların hayatlarını didiklemek de çok büyük bir günahtır, isterse en yakınınız olsun bu insan. açık ararcasına veya psikopatça veya başka nedenlerden, ruh halleriniz yüzünden bunu yapmayın hiçkimseye. allah'ın bizlerden istedikleri çok, çok başka şeyler çünkü. rabbi ile olan yakınlığına dokunmayın. ''gece gibi olun...''
allah insanın içine öyle bir mahkeme koymuştur ki hem... vicdandır adı. sönmemişse, ölmemişse eğer. bu insana yeter. öyle bir yeter ki.
hassas da olmak gerekir elden geldiğince. mesela kaza borcununuz var üzerinde, bunu dillendirmekten kaçınarak, mümkün olduğunca yalnızken ödemek yani kimseyi şahit kılmamak en güzeliymiş.
kul bunları bile dillendirmekten geri durmalı yani.
ayrıca aks-ül amele neden olabilir gibi gelir bana. hele hele günümüzde insanların hataları islam'a mal edildiği için kişi kendisini olabildiğince geri çekmelidir.
bediüzzaman said nursi hazretlerinin bir ölçüsü vardır, her daim kullanılması gereken: "Her sözün doğru olmalı; fakat her doğruyu söylemek doğru değildir."
ne de güzel söylemiş. hamd ü senalar olsun.
ve mükemmel bir başlıktır. içimden bir şeyleri koparıp götürmüştür... ne yazsam eksik kalacak. allah razı olsun.
burada daha ayrıntılı ve güzel bir şekilde anlatılmıştır: