günah keçisi

    155.
  1. tüm bunlar çok eskiden de vardı ama şekli biraz farklıydı...

    toplumdaki herhangi bir sorun biraz kendini göstermeye, birilerinin canını yakmaya başladığında hemen bir "günah keçisi" bulunur, sonra da bu "keçi" büyük bir törenle kurban edilerek vicdanlar rahatlatılırdı. keçinin kanı toprağı suladığında her şeyin yoluna gireceği, sorunların biteceği, eski güzel günlerin geleceği düşünülürdü...

    tabi ki bunların hiçbiri olmazdı, çünkü adı üstünde, seçilen "keçi" çoğunlukla durumdan habersiz ve tamamen ilgisiz olurdu. gariban bir keçinin "ölümü" tüm toplumları ilgilendiren ve çoğu zaman kendi ürünleri olan sorunları nasıl çözsün ki?

    mesela orta çağ Avrupa'sında insanlar pek yıkanmazlardı. yıkanmakla ilgili o kadar tuhaf inanışlar ve korkular vardı ki, modern insanlar için bunlar "batıl inanç" bile sayılmayıp, doğrudan aptallık statüsüne girer. tabi pislik içinde yaşayan insanlar için başta veba olmak üzere her türlü hastalığa yakalanmak çok doğaldır. ancak o dönemde tıp bilimi de günah ve batıl sayılırdı, çünkü "kutsal" insan bedenine onu yaşatmak amacıyla da olsa dokunmak, cehennemde sonsuza dek yanmak demekti.

    haliyle orta çağ Avrupa'sı tam bir cehennemdi, başta veba olmak üzere her tür hastalık soyluyu ziyafetinde, yoksulu kulübesinde öldürüyordu. insanlar yıkanmak ve ilaç geliştirmek yerine başlarına gelen yıkımlar için "günah keçisi" arıyorlardı. sonuç olarak cadı avcıları önlerine geleni tutuklayıp ağaçlara bağlayarak yakıyorlardı. çünkü ne de olsa veba gibi hastalıklar "kötü ruhlar" yüzünden ortaya çıkıyordu ve bunları davet eden herkes yok edilmeliydi...

    ancak ne var ki yakılan tüm o "günah keçileri" salgınları durdurmadı, hatta hafifletmedi bile. ne zaman ki tıp bilimi ilerlemeye başladı, bu hastalıklar o zaman önlendi. çünkü bunların gerçek sebepleri bulunmaya ve onlarla savaşılmaya başlanmıştı. yani artık günah keçileri aramaya gerek yoktu, en azından o konuda...

    bunları yazıyorum çünkü dünya farklı bir çağda olmasına, bugün sırf viral için uzaya araba bile gönderiyor olmamıza rağmen eski delilikleri yaşamaya devam ediyoruz. dünyanın çeşitli ülkelerinde görünüşte hiçbir problemi olmayan gencecik insanlar ellerine silah alıp okullar basabiliyorlar, hırsızlık yapabiliyorlar. kendilerini tıka basa uyuşturucu ile doldurup çalıntı arabalarla tam gaz duvarlara kamikaze dalışı yapıyorlar. daha oyun oynayacakları yaşta sokaklarda tanımadıkları insanlarla akla zarar maceralara atılıyorlar, sonu hemen her zaman facia ile biten maceralara...

    küçücük çocuklar kendilerinden büyük silahlarla birbirlerini öldürmek için siperlere gönderiliyorlar. sokak köşelerinde dilendirilip, hamamböceklerinin bile yaşamadığı yerlerde en ağır işlerde çalıştırılıyorlar. bir lokma ekmek bulunamadığı için dünyanın dört bir tarafında daha yürümeyi öğrenmeden, daha gülümsemeyi bile öğrenmeden milyonlarla ifade edilen sayılarla ölüme terkediliyorlar. sıcak ve sevgi dolu bir ev bulamadıkları için, "anne-baba" dedikleri kişilerden akla zarar eziyetler gördükleri için kaçıp, soğuk sokak köşelerinde donarak ölüyorlar.

    şimdi bize bir günah keçisi lazım...

    bizi tüm ölen, öldüren, intihar eden, cinayet işleyen, hırsızlık yapan, kısacası dünyadayken cehennemi tadan o masum meleklerin yok edilişlerinin getirdiği vicdan azabından kurtaracak bir "günah keçisi" lazım...

    tabi ki sorumlular "biz yetişkinler" değiliz!

    onlar için her şeyi yapmadık mı?

    onlar için silah ve savaş dolu bir dünya hazırlamadık mı?

    para ve gücü her şeyin önünde tutup onları karanlıkta yalnız bırakmadık mı?

    kendi anlık zevklerimizi ve ölümlülere has sonu gelmez açlıklarımızı doyurmak için onları gözümüz kapalı kıyma makinesinin ağzından içeri itmedik mi?

    onları kendi başarılarımız için bozuk para gibi harcayıp, sonra da utanmadan istatistiklere bakıp kafa sallamadık mı?

    başarısızlıklarımızın ve yenilgilerimizin acısını güzelce onlardan çıkarmadık mı?

    daha ne yapabiliriz ki, elimizden gelen her şeyi yapıyoruz! tabi ki sorumlular "biz" değiliz!

    hadi, eziyet gören tüm çocuklar için bir günah keçisi bulalım; ancak böyle timsah göz yaşlarımızı döküp, alçak vicdanlarımızı birazcık rahatlatabiliriz...
    13 ...
  2. 112.
  3. filmde pornoculuktan kurtulup, hayatını düzene sokmak isteyen bir adamı anlatıyor. gerçek hayatında şahin k'nın yaptığı gibi. ama röportajlarından da anladığım kadarıyla bu adam kral adam. biraz recep ivedik tarzı bir film yapmış. bazı yerlerde de gerçekten hak verdiğim replikleri var.

    başkan: şahin bey, sizi kasabada istemiyoruz gece yarısı olmadan kasabadan defol.

    şahin k: başkaan, başkan. iki yüzlüsünüz. iyisiniz, misafirperversiniz, eli açıksınız ama hepiniz ikiyüzlüsünüz. sizin dizilerde millet amcasının karısına atlar. pornocu kim? şahin k. ulan, ben bile sizin esnaf kadar turist düdüklemedim.şimdi bana burda ahlak dersi vermeye kalkmayın. siz, kapalı kapılar ardında her türlü pisliği yaparken, ben miyim ulan günah keçisi?
    5 ...
  4. 36.
  5. şahin k'nın başrolde oynadığı komedi filmidir. yönetmenliğini cenk özakıncı üstlenmiştir.

    fragman
    4 ...
  6. 153.
  7. Günah için armağan edilecek keçileriniz varsa evden aldırırım. pm'den ulaşın.
    4 ...
  8. 124.
  9. sözlüğün bana biçtiği rol. gurur duyuyorum şuan'ki karmamla.
    4 ...
  10. 88.
  11. baş rolünde şahin k nın oynadığı, belgesel tarzında sinema filmidir. bu sene vizyona gelmesi beklenmektedir. şahin k ya yardımcı olmak açısından diğer 2 oyuncu şöyledir :
    - şahin k...
    - tecavüzcü coşkun..
    - nuri alço...

    ve gariban belgesel ekibi...
    3 ...
  12. 114.
  13. eski yahudi inanışına göre bir tür günahtan arınma yöntemi. günahların yüklendiği keçi çöle salınır. günah keçisi deyimi de oradan gelir.
    3 ...
  14. 101.
  15. şahin k'nın ilk zamanlarındaki porno filmlerini bir şekilde izlemiş olan kişiler bilir * bu adamın porno yapıtlarındaki asıl güzellik, çirkin kadınlarla birlikte olması, küçük erkeklik organının izleyeni tribe sokmaması, kocaman göbeği, kıllı vücudu ile estetik olarak berbat bir görüntü vermesi, dolayısıyla bunlara bağlı olan kalitesizlik durumu idi.

    daha açığı ben bu adamın pornolarındaki kalitesizliğe, basitliğe, bayalığa gülüyordum.

    sonraları asistan işi geliştirdi. genç, güzel alman kadınlarıyla birlikte olmaya başladı. bu şahin k'nın taşıdığı misyonun (iğrençliğe bağlı güldürme) doğasına aykırıydı.

    lafı günah keçisi'ne bağlayacak olursak bu filmde de eski şahin k'yı ve temsil ettiği zihniyeti görebiliyoruz. elbette çekim kalitesi, oynayan hatunlar falan gayet sağlam ama filmi çekip çeviren karakterlerin tamamı amatör, iğrenç bir oyunculuk ve saçma sapan bir senaryo söz konusu.

    ancak bu film zaten oyuncu kalitesi, senaryo derinliği vs. gibi sanatsal öğelerle değerlendirilmesi beklenecek bir film değil. sadece bir buçuk saatinizi ayırıp, argo esprilere ve derecesiz kötü olan oyunculuğa bakıp gülerek izleyeceğiniz sabun köpüğü kıvamında bir film.

    ben çok eğlendim ve hayatı çok ciddiye almayan, saçma ve iğrenç şeylere de gülebilecek olan herkese önerebilirim.
    4 ...
  16. 21.
  17. gun itibariyle yeni karmam. vatana millete hayirli olsun diyor, seri eksi oy veren ibnecigimin calismalarinin devamini diliyorum.
    3 ...
  18. 89.
  19. oyuncu kadrosu göz kamaştırmakta. sinema salonunda peçete servisi var mı acaba.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük