gün ortasıydı sen giderken
güneş gökyüzünde parildiyordu
veda ile tükenmiş tek başima
zindanlarıma mahkum
oracıkta oturuyordum, sen giderken
kesik esintiler, uzak tarlaların kokularını
savurup geliyordu
gölgelerde yorulmadan
ötüyordu kumrular
bir arı tepeme dikilmiş vızıldıyordu
uzak tarlaların haberleriyle
köy, ögle sıcağına uyuyordu.
yol ıssızdı.
ansızın yükselip bölüyordu
yaprakların hışırtısıyla bakışlarımı
göğe baktım,
bildiğim adının harfleriydi
işledim o maviliğe
köy ögle sıcağında uyurken
saçlarını örmeyi unutmuşum.
baygın fırat gibi sere serpe
usul usul, akıyordun gölgeli kıyıda
tembel beyaz bulutlar kımıldamıyordu
saçlarını örmeyi unutmuşum.
gün ortasıydı sen giderken
ötüyordu kumrular
yolun kenarında
yalnızdım sen giderken.
abdurrahim semavi.