Gece rüyamda gördüm seni bunalımdaydın
Adeta depresyon gibi
Tüm gece karşımdaydın
Rüyadan istifade daldım yeşil gözlerine
Uyandım baktım telefona gelen bildirime
Ne gördüm dersin
Meğer bugün doğum gününmüş senin
Ne yapmalıyım nasıl yazmalıyım derken geldi işe gitme vakti
Saatler geçti geldi mola saati, yedim yemeğimi
Baktım telefona, profiline, fotoğraflarına
Elim gitmedi bir türlü yazıp kutlamaya
Derler ki kişi haddini bilmeli
10 senedir görülmeyen güzel ile nasıl muhabbet etmeli
Hatırlar mı bilinmez o zaman ki beni
Abaza diyor zamane gençleri
Budala dermiş eskiler bu tiplere
Tıpkı dostoyevski' nın budalası prens mışkin gibi
Ben ne bir budala ne bir abazayım
Yaratılan saf güzelliği takdire müptelayım
Mesai bitti saat gece yarısına gelmekte
Gönlüm hala Gün bitmeden yazmak istemekte
Olmadı saat yarımı geçti
iç muhasebelerle gün bitti
Nasıl muhasebe yapmasın bu içim
Sorsan herkes lüks bir araba ister ama hediye edilse vergisini dahi ödeyemez
Herkes şato misali bir mesken ister ama gel otur deseler aylık elektrik faturasını dahi ödeyemez
işte bazı kadınlar da böyledir
Sen bana şans versen dahi
Kaldıramam ağırlığını ben senin
Sen ki gezdin cihanı tayyare ile Seyyah misali
Bilmektesin anadilin gibi lisan- ı ingilizi
Ben oblomov gibi yatan bir adamım
Zar zor bir iş bulsam da borç batağındayım
Zaten sana göre boydan da kısayım
Diyemeden gün bitti
Acaba yazsaydım kızarmıydı yoksa mutlu mu olurdu derken gün bitti