"Farkım da yoktu diğerlerinden ama" sözüyle kendisinin de herhangi bir fenomen gibi 'özsel' bir farklılığı olmadığını ifade ediyor.
"Bir sakat belalı mı hummalı mı geldim"
kısmıyla ile önceki kısımdaki duruma ilişkin şunu söylüyor: (özsel bir farklılığım yoktu ama) sana sakat-belalı-hummalı (doksa:sanı) olarak mı göründüm. (görünüş-hakikat)
Sonraki kısmı geçip yeni platonculuğunu en açık ilan ettiği yere gelelim, dikkat:
"Ayırması bu kadar zor mu
Görünenle gerçeği karıştırdın"
Gülşen burada açıkça, görünen ve gerçek arasında fark olduğunu, görünüşün gerçek olmadığını ifade ederek gerçeklik hiyerarşisine işaret ediyor ve idealist olduğunu açık ediyor.
Ve bitirme cümlelerine gelelim:
"Severse soldan silerse sağdan inersin
Hoppa dönerse gözüm
Daha bunlar ne ki göreceklerinin yanında
Kalır ancak önsözüm"
Severse soldon silerse sağdan diyerek sağ ve solu ahenk için kullanmış, mağara benzetmesine gönderme yapmıştır; şu kısım bunu gösteriyor:
"Hoppa dönerse gözüm."
Bilindiği üzere mağara benzetmesinde duvara dönük duran insan yalnızca gölgeleri görmektedir. Gülşen, "dönerse gözüm" diyerek duvardan dönüp arkasına, gerçeğe bakmayı kastediyor.
Ve demiurgos'u konuşturarak, "Daha bunlar ne ki göreceklerinin yanında
Kalır ancak önsözüm" diyor. Henüz gördüklerinin görecekleri yanında gerçekliğin çok az bir kısmı olduğunu ifade ediyor.