savcılıga suc duyurusunda bulunup, korunmak ıstedıgını soyleyınce, yetkililer kendısıne :
"en fazla ölürsün, boyle insanlarla arkadaslık yapmamalıydın" seklinde nasihatta bulunmuşlar.
işte bu kafadaki adamlar yaşıyor, bu güzelim kız ölüyor!
en fazla ölürsün sözü ile ölüm korkusu ile yanan bir insana daha çok azap veren bir vali yardımcısının varlığını da unutmayalım lütfen.
gülşah öğretmen ölmeden bilir gibi kendisine duyarsız yaklaşan hatta alay edenlerin ölümünden mesul olduklarını ve hesap sorulmasını vasiyet etmiştir giderken..
çok yazık olmuştur, göz göre göre olmuştur ve sorumluları kesinlikle cezalandırılmalıdır. bu ülkede emniyete de güvenemeyeceksek, polise, valiye bile güvenemeyeceksek halimize yanalım.
bir de cahillikle suçlarız bazı kadınları, polise gitseymiş keşke deriz. kızcağız valiye kadar çıkmış daha ne yapacaktı? adam onu öldürmeden önce adamı öldürmekten başka yol bırakmamışlar. garibim onu da yapamayınca kendi canından olmuş. ki ölmeyip öldürseydi de yine bu masum insana olacaktı olan. şimdi o yavşağı assalar neye yarar? salsalar da daha kimseyi öldürmez zaten ama o vali yardımcısı ve bu zihniyetteki yetkililer o koltuklarda oturmaya devam ettikçe daha çok kadın böyle çaresizce ölür. asıl cezalandırılması gerekenler duyarsız kalan yetkililerdir. o vali yardımcısı şu an vicdan azabı çekmiyorsa onu da hapse atmalılar. o da duyarsızlığının cezasını çekmeli.
not: rahmetlinin bıraktığı vasiyeti duyan, bu olayı bilen herkes bu vasiyetten sorumludur diye düşünmekteyim. sadece ailesinin değil herkesin duyarlı olması gerekiyor. yarın bir gün kendi yakınımızın başına gelmeden.
kaderin pençesinde çaresizce kıvranıp, sonunda kanı beşpara etmez birinin kana susamışlığının kurbanı olmuş yurdum kadını. buram buram anadolu kokan bir cinayet bu evet malesef anadolu da çiçekler vardır, güzel kokuları bizi mesdeder ama anadoluda bin türlü tezek de vardır ve onların da kokusundan nasibini alıyor burunlarımız. işte bu olay da böyle buram buram anadolu kokan bir cinayettir.