ofisin ortasında, ofis sandelyesinde otururken yere düsen nesneyi almaya eğilen, kendisi de yeren düsen, üstüne sandalye de ensesinde patlayan arkadasına patronun yanındayken gülmemek. gerçekten zor. 10 dk evvel basıma geldi. sagolsunlar, gülmediler. *
bir düşeni görünce..ama gel de gülme! ve cenazelerde bi anda bağırıp çağırırken bir dakika sonra sanki deminki insan o değilmiş gibi normal konuşmaya başlayan kişiye. gülünmesi gerekipte halden anlıyormuş havalarına girip yinede gülmemek.
gece yarısı üç arkadaş yürürken şantiye çitiyle telefon direği arasındaki teli alnının ortasında bulan arkadaşın yere kapaklanmasını farketmeyip arkadan bir anda -yandım anam-sesiyle olay yerine gülmeden koşup ahbabı yerden kaldırana kadar gülmemek için akla karayı seçme durumu.yerden kaldırdıktan sonra dişlere kadar gelmiş kahkahayı koyuvermek daha münasiptir.
yemek yerken,zira yemeğin boğaza kaçma olasılığı oldukça yüksektir.ayrıca karşıdaki kişi ciddi bir şekilde bir şeyler anlatırken de gülmekten kaçınmak gerekir,çünkü dalga geçme şeklinde yanlış anlaşılabilinir.
hastahaneler, özellikle üniversite hastahaneleri. zaten milletin canı ağzına gelmiş, nispet yapar gibi, hiç hoş değil. öğrenci milletinin daha dikkatli olması lazım.