"beni guldurdun, sana bir kese altin!" denilecek, ekonomist, gazeteci, yazar, kose yazari, sanat ve yayin danismani, yayin yonetmeni, senarist, oyuncu, tv showcusu bir entellektuel zattir.
avrupa yakası'nda özellikle son sene çok abartılı bir oyunculuk sergilediğini düşündüğüm oyuncu, senarist, gazeteci, dergi editörü...*senaryo konusunda ise çok başarılı olduğu su götürmez bir gerçektir.
murat birsel'i hic sevmem. 36'lik gulse bekar olsa idi, tam 11 yas farkimiza ragmen ne yapip edip evlenecegim tek kadin derdim. aradigim her ozellik onda sanki, tabii ki cok fazla ama oyle iste. hersey yakisiyor ona, yapamayacagi sey yok mu acaba? egitim, yetenek ve basari. bogazici ekonomi, colombia cinema mezunu. aktuel'de calisti; esquire, harper's bazaar'in yayin yonetmenligini yapti. gazetelerde kose yazarligi cabasi. cesitli moda, sanat ve yayin danismanligi daha. sonra g.a.g. kirdi gecirdi. oyuncu ve senaristi oldugu avrupa yakasini izlemeyen turkiyeli? ve 3 kitabina gelince; bir turkiye'li icin 2002 sonrasi genel kulture katki yapacak cinsten eglenceli eserler. hadi hep beraber taslayalim onu, cunku cok meyve veriyor...
televizyona çıkan ve ne kadına benzeyen , ne de -az da- olsa zeka kırıntısı barındıran (bkz: ne habersin ne türksün) xx kromozomlarla kıyaslamak gerekirse , kıyaslanmayacak kadar zekidir , kadındır.
çok fazla eleştireni bir o kadar da beğeneni var. hakkında en çok vurgulanan şeylerin başında tipik bir nişantaşı aristokratı olduğu, uzun boyundan rahatsızmış gibi olduğu (1 m. 77 cm imiş), bacaklarının ve burnunun çirkinliği ile ayaklarının güzelliği, zeki olduğu, yazarlığının iyi ama oyunculuğunun kötü olduğu, murat birsel'in karısı olduğu ama son zamanlarda eşinden daha fazla konuşulur olduğu gibi şeyler gelir. bu tüm kompozisyon itibarı ile kendisini 10 üzerinden değerlendirdiğimde 6,5'te 7 puan vererek sınıfı geçiriyorum ancak yine de fazla dozda alınmaması gerektiğini aksi halde fena halde sıkıcılaştığını düşünüyorum.
bildiğim kadarıyla 1971 doğumludur. beyoğlu anadolu lisesini ve boğaziçi ekonomi'yi bitirmiş new york'ta sinema masteri yapmıştır. 1996'da türkiye'ye döndükten sonra esquire ve harper's bazaar dergilerinin yayın yönetmenliğini yapmıştır. pazar günleri köşe yazarlığı, ayrıca senaristlik ve kitap yazarlığı ve hasbelkader de oyunculuk yapmaktadır.
şimdi bu kadar şeyi yazmak çok gereksiz geldi ya neyse..
artık ilham perisiyle arasının iyi olmadığını düşündüğüm gazeteci yazar senarist. amerika'da master yapıp kendini bir şey sanan zırtapozlara ayar vermek için model olarak yine kendini seçen, içi geçmiş ofis muhabbetleriyle bünyede narkoz etkisi yapan, ata demirer sayesinde buralara geldiğini unutup yeni karakterlerle gemiyi kurtarmaya çalışan biridir. yerinde olsam ben de aynısını yapardım belki ama şu diziyi bitirin bu sezon yeter artık kardeşim! izlemesek bile kokusunu sokaktan alıyoruz yine.
yazdığı itici dizide kahkaha efektinin ortalama 2 saniyede bir geldiği, amerikan hayranlığından komaya girecek olan bayan. soho, jazz cafe gibi mekanlarla istanbul gibi eşsiz bir kenti 300 yıllık new york'un küçük kardeşi * yapmaya yeminlidir kendisi. dizideki herkesin oyunculuk yeteneğini katletmiştir ayrıca.
(bkz: engin günaydın)
(bkz: gazanfer özcan)
new york'u gezdikten sonra edit: harbi haklıymısım lan. istanbul new york'u döver.
gag ve avrupa yakası adlı programlarını yapmadan önce yapmış olduğu ilk dizisi tutmamış ve birinci bölümden sonra yayından kaldırılmış olan tatlı bir bayan..
oyunculuk anlamında:kendine elbise diken terzi gibidir bu hoş kadın,nasıl bir elbiseyi iyi taşıyacağının farkındadır,bütün falsoları kapatacak,bütün iyi yönlerini sergileyecek derecede güzel elbiseler dikebilir kendine,ama başka terzilerin diktiği elbiseleri bir türlü taşıyamaz,ne kadar güzel olurlarsa olsunlar ona göre dikilmemişlerdir çünkü.
Yazar, sunucu, senarist, oyuncu ve daha pek çoğu kendi fiziki özelliğinin farkında olan biri ve uzun boylu olmaktan şikayetci bir yapısı var. Ne kadar doğru bilemem.