sosyal medyada yaptıgı paylaşım yüzünden linçlenen kişi. lakin anlamadıgım konu şu;
-evet bu tarz bir açıklamadan ziyade '' başımız saolsun,çok sevdiğim birini kaybettim'' benzeri bir şey yazsa daha makbule geçerdi lakin size ne bize ne?
-ulan insanların ne konuşacagına,ne hissedeceğine bile karar verir olmuşuz. sen olsan başka bişey yazardın gülse birsel böyle yazmak istemiş bize ne ?
-herkesin vereceği reaksiyon,tepki farklıdır. sen üzüntünü farklı yaşarsın o başka.
+paylaşım yapmasa '' ulan gülse birsel'e bak yaaa. bir paylaşım bile yapmamış püüüüü''
+kuru kuru başımız saolsun dese '' püüüü yapmacık karı. başımız saolsun diyip geçmiş''
+uzun yazı yazsa '' eee tabi biliyor ne bok yediğini kendini savunuyor''
-yok abi yok bizim millet her boka maydonoz olmayı sever.kadın linçlendiği için içindekiler döken bir yazı yazmış. sana göre doğru ona göre yanlış bize ne ?
başarılı, zeki ve çalışkan bir hanımdır. Alakası bile olmayan konularla ilgili gereksiz yere ismi geçirilmiştir. Başarılarının devamını diliyor, sıradaki projelerini merakla ve heyecanla bekliyorum. Kalemi ve sağlığı daim olsun yazar ve sanatçısıdır.
Gereksiz duyara maruz kalmış. Sildiği mesajında abes bir şey görmedim.
Vural çelik’in kişiliğinden bahsetmiş ki bu “ölünün arkasından konuşulmaz” düsturunu aşan bir durum değil. “mağdur personası” özelliğinin “gülenay” karakterini doğurduğunu eminim rahmetli de biliyordu. Ve eminim o da bu durumun farkındaydı ki ölmeden önce “üç günlük dünya” temalı konuşmasıyla aslında kendini kabul ediyordu. Gülse birsel de olumlu karşılamış ki, bana kalırsa güzel bir şekilde veda etmiş.
Her ölenin badem gözlü olduğu ülkemiz için daha çiğ açıklamalarla veda etseydi bugün bunları konuşuyor olmazdık. Her şeyimizle şekilciyiz.
Gülse birsel gibi donanımlı ve mesleğinde her zaman yükseliş trendinde olan, toplumun sorunlarının farkında olup eleştiren bir entelektüele “akıl” veren tipleri görünce kadın fazla sabırlıymış diyorum.
istediğiniz gibi taziye mesajı duymak istiyorsanız orhan gencebay var.
Kemal sunal'ın aslında kötü bir filmografiye sahip olup 70lerde büyük ölçüde de çok güçlü kadrolarla çektiği filmlerle efsane olması gibi, ya da stephen king'in 70 ve 80lerde yazdığı hakikaten iyi kitaplarla hala duayen olması gibi yaptığı tek başarılı iş olan avrupa yakası'nın ekmeğini 20 yıldır yiyen sözümona iyi senarist, sözümona yazahahahar. Bozkurt adında göz doktoru bir ağabeyi vardır.
Düşünün ki ölen birinin arkasından ailesine, arkadaşlarına karşı, cenazesinin bulunduğu bir alanda son konuşmanızı yapıyorsunuz ve konuşmayı bu içerikle, bu üslupla yapıyorsunuz.
Yıllar yıllar evvel ilk kitabı çıktığında kitap fuarına konuşmacı olarak gelmişti. O günden beri hiç sevmediğim biridir. Bu konuda haklı da olabilir haksız da orasını bilemem ama o gün kendisini dinlemeye gelenlere tepeden bakan tavrını hiç unutmuyorum.
Gram umursamadığım şahsiyet. Kötü senaristmiş, bana ne? Beğenmiyorsam izlemem.
Tepeden bakıyormuş. Baksın, ben de ona bakarım. gülse birsel de kim amk? Benim karnımı o mu doyuruyor?
iyi ya da kötü, bu kadar reklamının yapılmasını hak etmediğini düşünüyorum.
Zamanında dizi piyasası bu kadar leş değilken bizi bolca güldürmüş, son günlerde toplumumuzun linç sevdasına kurban giden senarist, oyuncu falan filan. Neden bu kadar üzerine gidildiğini anlamadım.
kemalist memur takımının burjuvalaşan lümpen, liboş kızı.
yazdığı senaryolar rezalet.
çektiği dizi ve filmler rezalet.
yönetmenliği rezalet.
ve ülkenin emek sömürüsünde pik yaptığı bir dönemde, çarkıfelekle beraber en çok seyredilen sitcom dizisine yön vermekle övünüyor, şaka gibi bir ülkede yaşıyoruz. https://www.youtube.com/watch?v=S7gEeX7fK20
avrupa yakasını bir kez olsun seyretmedim, pişman da değilim, liboş türklerin çektiği uyduruk dizilerle beyin fukarası bir zombiye dönüşmek bana keyif veren bir eylem değil!
