Bu kadın süper bir şey. Her seyde eli var. Sempatik, okulunu bitirmiş, eğlenceli, gayet bilgili, komik ve hayata karşı duruşunu hiç bozmamış birisi.
Yazdıklarına gelirsek. Onun gibi bir kadını eleştirmek için onun kadar okumuş olmanız lazım ki yazdıklarını anlayıp ona göre eleştirdiğinize inanabileyim.
Boş yapmayın.
iktidarın " önüne" geçip eniştesini, kaynını, topyekün sülalesini işe sokan, büyük resmi gören çomar demeyelim de aklı kıt zatların çok da umrunda olmayan yazı aslında.
aklı olsaydı, vicdanı olsaydı, kpss den 60 aldığı halde, 90 alanın önüne geçmek için yalaka olmazdı. derdi ki, ben bu mevkiyi hak etmiyorum kardeşim. hani çok müslümanlar ya, bi gün Allah alınlarını secdeye sürte sürte kıvılcım çıkartacak haberleri yok.
gidelim. gidebilen herkes gitsin. bunun durumla parayla pulla alakası yok, eğitiminizi bilginizi donanımınızı tamamlayın ve gidin..." vatanı bırak kaç git, bi de sözde milliyetçisin, hani birlik beraberlik" demesin kimse. ve kimse bu yolla gidenlerin Türklük bilincini sorgulamaya kalkışmasın.
ortada uğruna can feda edilebilecek bir Türk vatanı kalmadı çünkü.
Yazıdaki can alıcı nokta Gülse birsel'in tekmeci pisliğin adam edilmek üzere tiyatroculara verilmesi konusunda yaptığı çağrı. Denemeye değer güzel bir rehabilitasyon olurdu.
Gülse Birsel meslek hayatında başarılı buldugum bir kadın. insanları güldürmek zeka isteyen bir iş. BU sebeple çok zeki bir kadın Gülse hanim.
Yazısını okudum. pek öyle ilginç şeyler belirtmemiş. Kim çıldırdı bu yazıya bilmiyorum ama ortada cildiracak bir durum yok.
ileriki zamanlarda kendi lukslerini devam ettirememekten duyduğu endişeyi hissettim sadece. Onun dışında enteresan bir konu ele almamış.
Herşeyi abartmaya bayiliyirsunuz.
hiçbir çıldırtma, ayar içermeyen yazıdır. bu beyaz türk abla, sadece kendi nişantaşı çevresinin geleceğini düşünüyor, türk milletini falan iplediği yok. ulan bir de ''istediğimiz yerde yemek yiyemiyoruz, giyinemiyoruz falan demiş'', bir yürü git afedersin. türkiye'nin kaymağını yiyenler gelip burada şikayet ediyor amk. fakir fukara ne yapsın.
"bu ülkenin okumuş, çalışan, suç işlemeyen, vergi veren yetişmiş insanları korkuyor arkadaş! ve bir kısmı vatanından gitmek için ciddi planlar yapıyor."
benim için gayet geçerli bu kısım. mühendisim, kendi işim, kurulu düzenim var. firmayı açtığımdan beri kuruş vergi kaçırmadım herşey faturalı. şu güne kadar bırakın mahkemeyi polislerle bile tek alakam çevirmelerde ehliyet göstermek oldu. 7 senedir ehliyet sahibiyim ve sadece 1 kere ordu'da hız cezası yedim.
yurtdışına çıkma planı yapmıyorum ama. plan yapma kısmı çoktan geçti. şu an bir yandan toefl, ielts gibi sınavlara hazırlanıyorum bir yandan da yurtdışı firmalarla iş görüşmelerimi yapıyorum. en son tüm mal varlığımı nakite çevirip gideceğim burdan.
bu sadece ben değilim tabi. benim konumumda hatta çok daha yüksekte olan mühendisinden doktoruna, müdürlerden firma sahiplerine bir çok tanıdığım da aynı vaziyette. hazırlık yapıyorlar benim gibi. kesin gitme kararı vermeyenler bile hazırlanıyorlar birşey olursa hazır olalım diye.
Gülse Birsel, canım ülkemin, aydın, eğitimli, sanatçı kadın yüzüdür.
Yazısını her zaman olduğu gibi keyifle ve her kelimesinin altına imzamı atarak okudum.
Üç maymunu oynamakta ısrar eden, popolarını yaya yaya, ellerinde çekirdekle, her türlü vehameti sırıtarak izleyen insanları bence de kudurtmuştur.
Güneşi balçıkla sıvamaya çalışan bu güruh zor vesselam...
iyi ki varsın Gülse Birsel....
Sözlükte dış görünüşe göre yazı okuyan insanları görmemizi sağlamıştır.
Muhteşem bir yazı olmuş. Son zamanlarda benim de içinde bulunduğum durumları ironik bir dille eleştirmiş, tatlı sert geçirmiştir.
Siyasi mizah bir başka güzel oluyor kardeşim.
gülse birsel'in hürriyet gazetesinde yayımlanan bugünkü köşe yazısı sonrası özellikle sosyal medyada, yobaz çomarların kuduz köpek benzeri tepkilerine maruz kalması durumudur.