"gülnihal yılmaz, 5. ölüm orucu ekibinde kütahya hapishanesi'nde direnişe başladı. 26 ağustos 2002'de şehit düştü.
gülnihal, 1980li yılların sonunda bu yana, devrimci hareketin içindedir. 34 yaşındaydı şehit düştüğünde. sıvas doğumlu ve çerkez milliyetindendir.
daha çocuk yaştayken, çevresinde devrimciler vardı. o yaşlarda, devrimcilerin farklılığını, onların beni en çok etkileyen özellikleri içki içmemeleri ve kadın dövmemeleri idi küfretmiyorlar, kadınları adam yerine koyuyorlardı şeklinde ifade ediyordu.
babası albaydı, ordu evlerinde, değişik mekanlarda asker-subay ilişkilerine tanık oluyor, mehmetçiklerin nasıl aşağılandığını görüyordu. 12 eylül sonrası da askerlerin, subayların yaptıkları zulme, pisliklere tanık oldu, haksızlıklara öfkesi daha da arttı.
ankarada g.ü. tıp fakültesini kazandı. 12 eylülün baskı koşullarının hüküm sürdüğü o yıllarda ilk işi, sol, devrimci çevreleri aramak oldu. gitmediği panel, toplantı, seminer, kültürel etkinlik yoktu; tek amacı devrimcileri bulmak, örgütlü mücadele içinde yer almıktı. çeştil reformist çevreleri tanıdıktan sonra, sonunda aradığını bulmuştu. 1988de dev-gençlilerle tanıştığında, tıp fakültesini bırakmış, a.ü. hukuk fakültesine girmişti.
ankara üniversitesi hukuk fakültesi'ndeyken gençliğin mücadelesi içinde yer aldı. kısa sürede bulunduğu birimin sorumluluğunu üstlendi. bağlandığı şeye tüm yüreği ile bağlanan bir yapısı vardı. mücadele yıllarında bir çok kez işkencelerden geçirildi. her seferinde ifade vermeden çıktı işkencehanelerden. işkenceciler ona boyun eğdiremediler.
legal, illegal çeşitli alanlarda çalıştı, sorumluluklar aldı. devrim şehitlerimiz, önder özdoğan, mustafa aktaş, birtan altunbaş, alp arslan, berdan kerimgiller, halil önder, behzat ayyıldız, irfan ortakçı, ali koç ve ayşenur şimşek'le birlikte çeşitli alanlarda çalıştı, ölüm orucu şehidi nail çavuş ile birlikte tutuklandı.
17 temmuz 1993te gözaltına alındı ve uzun tutsaklık yılları başladı.
1993ten bu yana tutsaktı gülnihal yılmaz. yani yaklaşık 9 yıldır demir parmaklıkların ardındaydı. zindan duvarları, onu halkından, yoldaşlarından koparamadı. nerede, hangi koşulda olursa olsun, halkı için mücadeleye, düşüncelerini savunmaya devam etti.
hapishanelerde de boyun eğmeme geleneğinin sürdürücüsü oldu. bulunduğu hapishanelerde tutsaklar örgütlenmemizde çeşitli düzeyde yönetici olarak görevler aldı.
19-22 aralık katliamı sırasında çanakkale hapishanesi'ndeydi. kendini feda etmeye hazırdı o da. ölüm orucuna başından itibaren gönüllüydü. 5. ekiplerde ölüme yattı.
ulucanlardan sakaryaya, çanakkaleden kütahyaya zulmün değişik hapishanelerinde kaldı. yanıbaşında veya uzakta bir hapishanede yoldaşlarının katledildiğine tanık oldu. katliamlar da koparamadı onu düşüncelerinden ve mücadelesinden.
türkiye tarihinin en büyük hapishaneler katliamında çanakkaledeydi. maltaların kan gölü olduğu, yanan bedenlerin ateşini duydukları o koşullarda da dimdik ayakta, düşünceleri her zamanki duruluğundaydı.
gülnihal yılmaz, 5. ölüm orucu ekibinde alnına kızıl bantını takarak ölüm yürüyüşüne başladı. yıl, 2001di, aylardan haziran. tam 14 aydır açlıktaydı. hemen tüm vücudu erimişti.
onu tanıyanların, militan, sürekli savaşçı yanı öne çıkan, okuyan, eğiten, sürekli yenilikler ve yeni yöntemler bulmaya çalışan, bulunduğu durumu sürekli aşmaya ve sürekli ileri hedeflere uluşmaya çalışan, stratejik düşünen, sorgulayıcı, çalışkan, düşmana karşı kinli, sınıf kini gelişkin, disiplinli diye tanıttığı gülnihal yılmaz, bir yazısında devrimci yaşamını, hareketi şu sözlerle ifade ediyordu:
on üç yıllık devrimci yaşamımda olumluluk ve olumsuzluklarımla, acı-tatlı günlerimle hep bu ailenin parçası olmaktan gurur duydum. ailemi hep sevdim. her dönem doğruluğuna inandığım bir yolda yürümenin huzurunu taşıdım. partimiz hep insanlığımı büyüten, geliştiren bir güç oldu. kendimi gerçek anlamıyla ailemizin içinde buldum. yaşamımın en güzel, en anlamlı şeylerini bu ailenin içinde yaşadım. geriye dönüp baktığımda ailemizle tanışmanın, en büyük şansım olduğunu düşünüyorum. yüz ömrüm olsa yüzünü de aynı şekilde geçirmek isterdim. tabii bir farkla.. halkım için daha fazla çalışarak, daha iyi, daha güzel şeyler yapmak için çabalayarak... ama mutlaka devrimci olarak, mutlaka parti-cepheli olarak... geçmişimin şu veya bu halkasında, şu veya bu güzel anı-olayı vs. olsa da kişiliğimde gelişimimde bir çok şeyin etkisi olsa da beni ben yapan ideolojimizdir. belirleyici olan tek şey devrimci olduğum, parti-cepheli olduğumdur. hayatımın anlamı da gelecekten beklediklerim de yalnızca bu iki kelimededir."
çerkezdir. ait olduğu partinin sadece kürt ya da alevilerden oluştuğu yalanını atanlara inat güzel bir yanıttır.