özellikle ağız doluyken, sofra başında meydana gelebilecek faciadır. yemek yerken, mizah anlayışını köreltmekte fayda vardır. ya da tek başına, televizyonda komik birileri de yokken yenmelidir yemek.
dün gece itibariyle gerçekliğine inandığım olaydır. insan gülmekten ölür mü? evet ölür. kafanız trilyone importanteyse ve salonda dört kişiyseniz ve aralarından biri diğer üç kişiye hızlı şekilde espiri yapıyorsa ve üç kişi gülerken konuşan kişi de aynı zamanda gülüyorsa ve herkesin kafası güzel olduğundan kendilerini durduramıyorsa gülerken ölme hadidesi gerçeklik kazanır.
öldüyseniz nasıl yazıyorsun o halde diyenlere cevaben, ölmedik ama ucundan döndük diyebilirim. son anda cozef kendini salondan mutfağa, kardeşim yatak odasına, orhan da banyoya attı. ben henüz gülme tribinden çıkmamışken yeniden salona geldiler ve yeniden gülmeye başladılar.
bu sefer kardeşim ağzındaki meyve suyuyla duvarlara garip şekiller çizdi. cozef meyve suyunu halıya döktü ve orhan kül tablasını düşürdü. özetle gülerken ölmedik fakat evi ahıra cevirmeyi başarabildik.
şimdi mi? ev hala tenmizlenecek duruyor. sözlüğe takılıp aynı zamanda ev temizlemeye gönüllü insanlar var mı diye bir bakınıyorum. hayır ve temizlik sevenler özel mesaj atarak adresime ulaşabilirler.
gülmek bir ifade biçimi olması dışında bir çeşit pulmoner yetersizliktir. sürekliliği halinde nefes alma güçlüğünden kaynaklı nefes yetersizliğinden öldürebilir.
"neden en çok mecazi anlamı olan şey ölmek acaba? yorgunluktan ölmek, aşktan ölmek, gülmekten ölmek gerçekte sadece bir kez yapabileceğimiz bir şey için ne çok kereler yapmış gibi konuşuruz değil mi?"
(bkz: seni beklerken)
nefes almaya devam edilen sıradışı ölme şeklidir. harbiden ölen varsa da eminim öte tarafa gittiğinde bunu anlayamayacaktır. üheheheh lan tamam güldük bırakın artık şakayı...