aslında biz yanlış tanıyoruz kendilerini. terörist değildir. barış elçisidir. böyle sevgi dolu hayat doludur filan. kendisinin katlediverdiği insanların aileleride kınıyorum. beddua ede ede kızceğiz yataklara mahkum oldu. ne ayıp, ne ayıp. böle sevgi yumağıdır kendileri. evet.
hapis gören masum(!) terörist. yahu ne kadar dangalak var arkadaş şu memlekete. biri yazmış 40 kiloluk güler zere, 70 milyon için tehlike. ya birader sizi ben allah'a havale etsem geri ödemeyle banayine yollar. yahu nasıl bir mantıktır bu? apo 80 kilo, milyonun yanına yaklaşamıyor onu da salalım o zaman. hani meraklısınız böyle sikimsonik şiirler ve sloganlara da arada biraz kafanızı kullanın. sahibinden 0 olmasın o içi boş kafanız.
bu arada salınmasına üzüldüm ben arkadaş. kimse çıkıp "necdet sezer'de saldı ama" demesin. salan kimse yazıklar olsun diyorum. sağcı olsun solcu olsun. terörist olmayı mariftet haline getirdiniz. kansermiş! vah vah ne üzüldüm. üzülecek adam arıyorsanız açlık içinde, muhtaçlık içinde yaşayan gazilerinize üzülün. ama nerde sizde o haysiyet, nerede o şeref. tez zamanda imamın kayığında görmek istiyoruz kendisini.
Bozuk düzene karşı gelmesinin sonucu aynı düzen tarafından terörist olarak gösterilmeye çalışılan munzurun kızı. tutsaktı artık daha özgür olan devrimci.
--spoiler--
Terör örgütü propagandası yapmak ve örgüt üyesi olmak suçundan hükümlü 37 yaşındaki Güler Zere, istanbul 3. Adli Tıp ihtisas Kurulu'nun hazırladığı rapor doğrultusunda, Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi'ndeki mahkum koğuşunda kanser tedavisine devam edecek.
Bir çok öldürme ve yaralama eylemlerine karışan DHKP-C üyesi Zere,
GÜLER ZERE KiMDiR ?
Malatya 2 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılanarak hakkında müebbet hapis cezası verilen Zere'nin 1993 yılında Tunceli'nin Çemişkezek ilçesinde 2 vatandaşın öldürülmesi, 1 emniyet bekçisinin şehit edilmesi, Hozat ilçesinde askeri konvoya ve jandarma karakoluna silahlı saldırı düzenlenmesi olayında aktif görev aldığı belirlendi.
Terör örgütü üyesi olmak ve eylemlere katıldığı gerekçesiyle yargılanan Zere'nin, 1994 yılında da Tunceli'nin Pertek ilçesinde 3 askerin şehit edilmesi, 7 vatandaşın öldürülmesi, Ulukaya köyünün yakılması ile 2 silahlı çatışma olaylarında bulunduğu da tespit edildi.
Zere'nin yakalandığı yıl 1vatandaşın öldürülmesi, 5 kişinin kaçırılması, Hozat ilçe Jandarma Komutanlığı'na saldırı düzenlenmesi olaylarına da katıldığı belirlendi. Cezasının infazının ertelenmesi konusunda hakkında çeşitli kampanyalar düzenlenen Zere, 1995 yılında Tunceli Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin düzenlediği operasyon sonucu yakalandı.
vay mnskym sözlük, nerelerden nerelere geldik. terör örgütü üyesi olmak bu devirde celebrity olmak için birebir. vur 8-10 asker, patlat 3-5 mayın-el bombası, kıy 8-10 tane masum cana, bu ülkede senden has kahraman yok. valla bak yeminle pazarkuleden gel, çiçeklerle ben karşılamassam namerdim. güler zereye özgürlük diye bağıran sempatizanlara iki çift sözüm var ama formatından korkuyorum allahsız sözlüğün.
"memleketim" dediğimiz bu topraklara, bütünlüğünün sağlanmasına ve memleketinin, bireylerinin iyiliği için çalışmış tüm insanlara ders olsun insanıdır.
bu zihniyette olan kimsenin burnunun kılına bile değişilmeyecek olandır.
(bkz: açık ve net)
terörü meşrulaştırmak için papağanların eline verilmiş bir nimet. adı, kişiliği hatta hastalığı bile, amacı belli bir oyunda "kullanılıyor". kendisine sorsanız, memnun bile olacaktır bu durumdan. ne kadar acı...
affedilmeyip de hapiste ölseydi, mazallah şehit olabilir, deniz gezmiş gibi saygı bile görebilirdi.
ayrıca; tescilli bir teröristtir kendisi. nerede hangi eylem içerisinde bulunduğu bellidir. fakat gelin görün ki; daha ne için içeride yattığı bile belli olmayan emekli paşaların sağlık durumu yüzünden hapishaneden çıkarılıp, tutukluluk halinin hastanede devam etmesine de çoğu arkadaş "naayyıırrr!!! oyun bunlar! gebersin hapiste!" tepkisi vermişlerdi. şimdi görüyoruz bunların hümanistliğini. öyle boş boş sayfalarca yazı döşemekle, içini ağlak, sulu yazılarla doldurmakla hümanist olunmuyormuş...
ismi üzerinden terörün yasallaştırılmaya çalışıldığı eli kanlı katil. çok zorluklar yaşamış, o yüzden sosyalist mücadele doğrultusunda devrimci kavgaya girişmiş; yine olsa yine yaparmış. okullarda istenen kayıt paralarının terörizmi haklı çıkarabildiğini de gördük ya bu ülkede, pes. terör mağdurlarının gerçekleri ile teröre bulaşıp masumları katledenlerin gerçekleri farklıdır! terörden canı yanmamış ve halkla bütünleşememesine rağmen halkçı geçinenlerin bunu anlamasını beklemiyoruz; ama biraz empati yapıp teröre hayır demelerini ve o masumların acısını paylaşmalarını beklemek de en doğal hakkımız.
hakkında çeşitli internet sitelerinde ve sözlüklerde yazılan bazı yorumları okuyunca bir an "ulan ne insanmış, ne yetenekmiş, ne faydalı biriymiş helal" denebilmesi mümkün olan katil. bakıyoruz o yorumlara, romantik laflar, güler zere'nin ne kadar büyük bir yüreğe sahip sevgi dolu birisi olduğuna dair zırvalar uçuşuyor havada; sanırsın ki kendisi eli kanlı katil bir terörist değil de greenpeace eylemcisi. bir de deniyor ki kansermiş. allah bildiği gibi yapacaktır elbet ama bugüne kadar nefret edip vatandaşlarını dahi öldürdüğü bir devletten af dilenmek de ne kadar ilkesiz ve omurgasız bir davranış. n'oldu sizin davanıza? iş sıkıya gelince "tek yol devrim" falan yemedi galiba. unutmadan, öldürdüğü masumların çocukları, anneleri, eşleri de bir kontrol edilse keşke; belki onların içinde de acıdan kanser olanlar vardır.
39 kiloya düşmüş.
metastazları geri dönülemez aşamada.
Ama gözleri... gözleri aynı gülüyor hala.
bir tutsaktı güler zere. tüm devrimci tutsakların yüzüdür hala o yılgınlıktan eser olmayan bir yıldız gibi parlayan gözleriyle. ölüme inat, bize ölüm yok diyenlerden... zorla nefes alsa kaldırır elini yine zafer işareti yapar. onca zulmün karşısında bu dünyada bazı insanlar dünyayı değiştirme güçleri olduğunu görünce yaşayabiliyor ancak! güler zere yaşıyor. onu ve devrimcileri seven insanlar kendisini ziyaret edince zor durumda olmasına rağmen sağlam bedenleri utandıracak kadar hayat saçıyor...
ve sevmek şiircesine
Yepyeni bir dünya için
değişmek ve değiştirmek hiç durmadan
ve usulca ölmek sonra
-tohuma durmuş çiçek gibi-
iNSAN olmanın sevinciyle
ve sonsuz hüznüyle ardında
aydınlık bir sabah bırakmanın
milletine bağlı bir "faşist" olarak, üzerinde "faşizm" uygulamaya bile tenezzül etmeyeceğim hasta hanım.
gebersin gitsin demiyorum, allah şifa versin.
ama unutmamak lazım, allahın da muhakkak ki farklı bir "faşizm" anlayışı var, ve görüldüğü kadarıyla uygulamaktan da geri kalmıyor.
bundan sonrası için yapabileceğim bir şey yok sanırım.
kelepçeli elleri, ağzından çıkan canı ve zafer işartiyle; kazanamayacağı zaferlerin üzerinde oturan biridir işte. hasta olmasa hangi zaferi kazanacaksa artık.
dayanılamayıp yazılan ekleme: bir de demiyor musunuz babası şöyle üzüldü, anası böyle bilmem ne oldu. onun öldürdüğü insanları aileleri karpuz tarlasında buldu zaten. hiçbir şey demiyorum. bir de vicdandan bahsediyorsunuz...
peşin edit: ben vicdandan bahsetmiyorum. gayet netim.
insaniyet namına içinde bulunduğu durum gözetilerek devlet nezdinde affedilmiş mahlukat.
lakin saz arkadaşlarının işine gelmeyen üç beş mevzu var belirtmek istediğim. güler zere adıyla geride kalan tüm benzerlerine ithaf olunur bu yazı.
güler zere ve saz arkadaşları hangi ülke vatandaşıdır(soru işareti) Cevap Türkiye Cumhuriyeti.
peki Türkiye Cumhuriyeti neden mahkum etmiştir o ve türevlerini. Cevap Türkiye Cumhuriyetinin sivil ve askeri kolluk güçleriyle birlikte sivil vatandaşlarını öldürmek, var olan düzeni yıkmak adına eylemlerde bulunmak, var olan düzene karşı gelmek.
hangi ülkenin kanunlarıyla yargılandı peki(soru işareti) tabii ki vatandaşı olduğu Türkiye Cumhuriyeti kanunlarıyla.
Suç işlediği delillerle kanıtlandı mı(soru işareti) Evet, gerek fikri, gerek fiili bu suçları işlediği tespit edildi.
işlediği suçlar karşılığı aldığı ceza neydi. Hapis.
Evet buraya kadar sanırım hem saz arkadaşları hem de karşıt fikirdekiler hem fikir durumda. yanlış varsa mesaj atın düzeltelim.
Devam ediyoruz.
güler zere ve saz arkadaşları hangi ülke vatandaşıdır(soru işareti) Cevap Türkiye Cumhuriyeti.
güler zere ve saz arkadaşlarına Türkiye Cumhuriyeti devleti yaşama, barınma, eğitim, sağlık, hayatını idame imkanı tanımış mıdır(soru işareti) Cevap, evet kendisi Türkiye Cumhuriyeti Devletinin sağlık kuruluşunda dünyaya gelmiş, ailesi Türkiye Cumhuriyeti topraklarında ikametini sürdürmüş ve sürdürmekte, eğitimini Türkiye Cumhuriyeti Devletinin hizmetine sunmuş olduğu okullarda almış, ikametini de Türkiye Cumhuriyeti topraklarında sürdürmekte olan birisidir.
saz arkadaşları soruyorum sizlere, yukarıdaki bilgilerin yanlışlığı var mıdır(soru işareti)
öyleyse devam ediyorum;
Türkiye Cumhuriyeti Devleti kendisinin doğup büyümesi, yaşaması, eğitim alması konusunda her türlü hakkı kendisine tanıyıp imkanlar ölçüsünde kendisine her türlü yardım ve kolaylığı sağlamış mıdır(soru işareti) Cevap: Evet.
peki gelelim en can alıcı soruya,
güler zere ve saz arkadaşları Türkiye Cumhuriyeti'nin kendilerine sağladığı bu kadar imkana nasıl bir karşılık verme ihtiyacı hissetmiştir(soru işareti) Cevap; Askerini, polisini, suçsuz ve günahsız sivil vatandaşlarını öldürerek, kendisinin doğup büyümesine imkan tanımış, eğitim almasını, hayatını sürdürmesini sağlayan devletin birliğini ve bekasını bozmak amacıyla var olan rejime karşı hem fikri, hem fiili eylemlerde bulunmuştur.
hmm köpek dediğin yediği çanağa sıçmaz dı değil mi(soru işareti)
Kendisi fikriyatınca beğenmediği düzeni birilerinin maşası olmak kaydıyla değiştireceği kanaatiyle düzene karşı çıkmış ve kanunları hiçe sayarak çeşitli eylemlerde bulunmuş. yaşı itibariyle yaptığı eylemlerin çocuk şakası olmadığının bilincinde, eylemlerin fiili esnasında ya da hitamında başına gelecek durumları öncesinden rahatlıkla kestirebilme yeteneğine sahip birisidir. bu kanaate varmamızın nedeni, tek bir olay sonucunda değil bir'den fazla eylemde yer almasıdır. şayet tek bir eylemde bulunmuş olsa bir anlık fevri hareket olarak algılanabilecek durumda olabilirdi. buradan hareketle anlıyoruz ki kendisi işlediği tüm suçları gayet aklı başında ve bilinçli olarak, sonuçlarını bile bile fiiliyata geçirmiştir.
bundan kelli mahkum edildiği cezanın adaletsizliği konusunda herhangi bir sorun bulunmamaktadır.
parantez açarak konuyla alakalı başka bir hususa da değinmeden geçmemek gerekir ki o da güler zere ve saz arkadaşlarının yakınları hususudur.
bu mahlukatların aileleri, yakın akrabaları ve arkadaş çevreleri bunların yaptıkları eylemlerin içeriklerini sanki gayet normal, günlük bir olaymış gibi görerek kendilerine sahip çıkmaktadırlar. işledikleri suçlar sonrasında da insanları vicdanlı olmaya çağırmaktan da geri durmamaktadırlar.
merak ediyorum annesi, babası, ağabeyi, ablası, halası, amcası, teyzesi, dayısı, mahallenin ağır abisi, kankası vs yakın çevresi.
bu tarz suçlar içerisinde bulunduğunu bildiği halde halen daha hangi yüzle ve nasıl onun masumiyetinden ve özgürlüğününe kavuşmasından bahsedebilmektedir. insanları vicdanlı davranmaya çağırmaktadır.
ailesi böyle bir evlat yetiştirdikleri için şu toplum vicdanında nasıl bir değere sahiptir ki çıkıp insanları vicdanlarının sesini dinlemeye davet etmektedir. çocukları böyle bir fiil işlediğinde nasıl başka insanların yüzüne bakabilmişlerdir.
hiç sormamış mıdır kendisine "ben nasıl böyle bir evlat yetiştirdim" diye(soru işareti) benim oğlum-kızım böyle eylemleri nasıl yapar, nasıl suç işler diye. hiç vicdan azabı çekmişler midir(soru işareti)
zira taş duvarları yıkmamışlardır. canlı kanlı, çoluk çocuk sahibi, aile sahibi insanların canına kıymışlardır. hiç suçları ve günahları olmadığı halde.
nasıl bir insan, çocuğu suçsuz ve günahsız insanları hayattan alıp ailelerini dul-yetim-öksüz bıraktığında, oğluma-kızıma-yeğenime-arkadaşıma özgürlük diye çıkıp hak arayabilir. hangi vicdana sığmaktadır bu(soru işareti)
Devlet dediğin kurum sana, ailene ve arkadaşlarına her türlü sosyal imkanı sağlamış vaziyette, sen ve çevren bu kaynaklardan dilediğince faydalanıyor ve kendisini amiyane tabirle besleyip büyüten devlet'e karşı geliyor. Sen yanlışsın, seni istemiyorum diye.
Sahip olduğu fikri benimsetmek adına masum, suçsuz günahsız insanları öldürmekten geri durmuyor.
Devlete kendi elinle teslim etmen gerekmez mi insaniyet namına(soru işareti)
Aynı devlet insaniyet(!) namına onu son günlerinde özgürlüğüne kavuşturuyor ama o nasıl iş.
Kimde insaniyet var, kimde insaniyet yok, kimin vicdanı var kimin vicdanı yok bir düşünün bakalım(soru işareti)
hele ki güler zere'nin hastahane çıkışında dünya savaşı kazanmış komutan edasıyla yaptığı zafer işareti pek bir ironiktir. zira güler zere ve saz arkadaşları kendilerince savaş vermişlerdir, lakin devlet insaniyet namına kendisini özgür kılmıştır.
saz arkadaşları da nalıncı keseri gibi durumu kendine yontarak kendisini kahraman ilan etme yolunda emin adımlarla ilerlemektedir.
bu ülke vatandaşlarının nezdinde siz itin götüne çok zaman önce girdiğinizden kelli götünüzü de yırtsanız bir kahraman değil, yediği kaba sıçmayan köpekten daha aşağılık bir şekilde ecelin kollarına düşeceksiniz maalesef ki.
Son söz;
güler zere ve saz arkadaşları,
bu ülke sizler için her türlü imkanı sağladığı halde, hiç yüzünüz kızarmadan bu ülke insanının değerleriyle alay etmekten geri durmayışınız, yetinmeyip rejimi değiştirmek adına fiili ve fikri her türlü eylemden geri durmayışınız ve bugün bile bunları dile getirebilecek özgür bir ortamı sizlere sağlayan Türkiye Cumhuriyeti devleti sizlere daha ne vermelidir acaba(soru işareti)
Yıllardır şu ülkenin ve ülke insanının içi boş fikirlerle kanını emdiniz, ülkenin her türlü imkanını kendi lehinize kullandınız yetmedi mi sizlere(soru işareti)
Yıllar yılı şu güzel ülkenin nice evladını anasız babasız eşsiz evlatsız bıraktınız. ne için yaptınız ve sonucunda ne aldınız.
Bu topraklardan, bu insanlardan, bu devletten ne istediniz de size vermeyince baş kaldırma ihtiyacı hissettiniz(soru işareti)
Yıllardır sömürdünüz, kanımızı emdiniz. Yeter ulan, hiç bir bok yapmadan her türlü faydalandığınız şu memlekete insaniyet namına(!)* bir faydanız dokunsun. Yanlış olan şeyleri yanlışla kapatmaya çalışacağınıza sahip olduğunuz imkan ve özgürlüklerin kıymetini bilerek şu toprağa, devlete ve insana üç kuruşluk bir faydanız dokunsun.
insaniyet namına, ama lütfen insaniyet namına(!).
köy yakmış, 3 askerimizin şehit olmasına, 7 kişinin ölümüne sebep olmuş bir teröristtir. Neymiş ülkesini seviyormuş bende seviyorum o zaman bende mi askerimizi vurayım bu mu sevgi?
olumcul hastaligi geri dondurulemeyecek noktaya geldiginden, cumhurbaskaninin karari ve devletin sefkatiyle serbest birakilmis hukumlu.
serbest kalma sureci son derece sancili oldu zira adli tip kurumu, hastanin gercekleri yerine kendi siyasal-politik gorusleri dogrultusunda kararlar verdiler, ve hatta bunun boyle oldugunu daha sonra Can DUndar'in programinda itiraf da ettiler.* Daha sonra TAYAD devreye girdi, protestolarla rezilligi gundeme tasidi. Peki ya Guler Zere gibi olmayanlar, arkasinda TAYAD'i bulamayan zavallilar? Onlara ne olacak?
her modern ulkede oldugu gibi, olumcul hastaligi geri dondurulemeyecek noktaya gelenler otomatik olarak affedilmeli, bu is cumhurbaskanina birakilarak kisisellestirilmemeli. DHKP-C'li de, seri katil de, tecavuzvu de, sivas'ta isanlari yakanlar da eger bu duruma duserse otomatik olarak affa ugramali. Neden? Cunku hukuk insanlari intikam almak icin degil islah etmek icin cezalandirir. Zaten o noktadan sonra saliverilen kisinin topluma zarar verebilecek hali yoktur. O kisiyi hala hapiste tutmak artik onu degil, gunahsiz yakinlarini cezalandirmak olacaktir.
valla ilk önce sayın diyenler, ki kime dediklerini yazmayacağım, önce pişman oldular, sonra serbest.
Sonra aynı yolun yolcularından olanlar, geldiler kanser oldular, yazık, kader hükmünü böyle tecelli etmiş. Ama o kader kimseye tek bir yol çizmiyor. Ha ufak akıllar, cüzi iradeyi hakkaten cüzi sanarlar ya orası başka, ama öyle değil.
Güler zere'ye sol cenah özgürlük istedi. Sebep açık mıydı? özgürlük müydü? hasta özgürlüğü müydü? Ezilen sol muydu gerçekten, yoksa dayak yediği halde uslanmayan(bakınız söz söyleme, uyarma kısmını aşmısız demek ki) çocuklara verilen cezalar gibi, ana yüreği mi izin vermişti, devlet bir ana olarak!
Yok açıktı ki biz bir teröristi serbest bıraktık. Onun yaşam hakkına saygı duyduk demek ki.Acaba o ideolojisi uğruna canlardan vazgeçerken bu saygıya sahip miydi?
Çok hümananist oldu be! Bilirim içinizdeki stalinist ruh azdı. o sebeple laf etmeye yer arıyorsunuz. Hatta işinize gelse gidip zere'yi, gözümde zerre kadar değeri olmayan bu çöplüğün ideolojisini savunduğu için orada olduğu, devrimin kanlı olacağını falandı filandı zırvalarsınız.
Artık kardeşlerime polis sizi çevirirse, sayın öcalan(maalesef yazdık adını) deyin, biji miji deyin diyorum. Ayağınıza savcı çağırın diyorum. Garibim polis de sizi dövdü mü tamam! AiHM'den koparırsın 100 bin euro! o da sana yeter.
Şimdi bir şey daha diyorum, ideolojik baktıklarını da biliyorum bu sarımsakların. Ama artık kendisi kusura bakmasın, haluk kırcı da kanser olsa, ona da özgürlük diyecek misiniz? çok merak ediyorum.
Yok demiyeceksiniz onu da biliyorum. Ama benim yaptığım da bildiğin... Neyse amacınızı biliyorum, ama gün gelir devran döner de karşımda görürüm sizleri.
o zaman çok sevişeceğiz!
Malatya 2 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılanarak hakkında müebbet hapis cezası verilen Zere'nin 1993 yılında Tunceli'nin Çemişkezek ilçesinde 2 vatandaşın öldürülmesi, 1 emniyet bekçisinin şehit edilmesi, Hozat ilçesinde askeri konvoya ve jandarma karakoluna silahlı saldırı düzenlenmesi olayında aktif görev aldığı belirlendi.
Terör örgütü üyesi olmak ve eylemlere katıldığı gerekçesiyle yargılanan Zere'nin, 1994 yılında da Tunceli'nin Pertek ilçesinde 3 askerin şehit edilmesi, 7 vatandaşın öldürülmesi, Ulukaya köyünün yakılması ile 2 silahlı çatışma olaylarında bulunduğu da tespit edildi.
Zere'nin yakalandığı yıl 1vatandaşın öldürülmesi, 5 kişinin kaçırılması, Hozat ilçe Jandarma Komutanlığı'na saldırı düzenlenmesi olaylarına da katıldığı belirlendi. Cezasının infazının ertelenmesi konusunda hakkında çeşitli kampanyalar düzenlenen Zere, 1995 yılında Tunceli Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin düzenlediği operasyon sonucu yakalandı.
abdullah gülü sempatik gösterme aparatı. aynı durumdakileri serbest bırakan ahmet necdet sezeri yerden yere vuruyordu yandaş basın teröristleri bırakıyor diye... ama aynı basın şimdi gül'ü kahraman ilan etti. güler zere de bu tiyatronun figüranıdır. ne bir eksik ne bir fazla.
Adli tıp kurumu başkanı ölümle pençeleşen kadın tutsak Güler Zere için Adli Tıp raporunun gecikmesini şöyle açıklıyor: "toplumun bir kesiminin düşünce ve hassasiyetlerini göz önünde bulundurmak zorundaydık..." Alçaklık demeyeceğiz buna... Vicdansızlık da... Bunlar, yapanın itiraf edemeyeceği kadar utanç verici şeylerdir zira bir başka adı olsa gerektir. Bu devlete ve devletin adamına yakışan bir başka ad...
