yoktur. çok açık ve net! gülen cemaati türkiyedeki gücüne dış destekle, liberallerle, bazı ikinci cumhuriyetçi aydın(!) ve akademisyenlerle gelmiştir. gülen cemaati eğitime diğer tarikat ve cemaatlere nazaran çok daha fazla önem vermiş ve nispeten modernist bir görüntü sergilemiştir. sıfırdan yukarılara taşıdığı kadrolarla polisiyeye, askeriyeye, istihbarata, mahkemelere, üniversitelere ve akademilere sızmış gücünü üst kademelere aktarmaya çalışmıştır.
oysa şimdi bir de menzilcilere, yazıcılara, aczmendilere, nurculara falan bakın;
ayaklarında çarık, altlarında şalvar, üstlerinde cübbe, kafalarında da takke...
tipik bir ortadoğu-mezopotamya, arap-kürt tarikatçı yapısı sergiliyorlar. eğitime önem verme yok. sadece ticaret hayatında ve tekke, türbe, şıh, şeyh gibi din adı altında para cukkalama konularında iyiler. oysa gülen cemaatini var eden salt parası ve dinsel vizyonu değil aksine yetiştirdiği insan gücü ve toplumdaki etki alanının fazla olmasıydı.
açıkçası ne menzilde, ne ismailağada, ne süleymancılarda, ne okuyucularda, ne yazıcılarda, ne nurcularda böyle bir potansiyel görüyorum.
edit: ne gülen cemaatini ne de diğer cemaatleri severim ama menzilin, nurcunun, ıvır zıvırın yanında gülenciler bile burjuva kalıyor.
