Bülent Tahiroğludersi anlatmaktadır. Bu arada anfide çevirilen gazete sesleri duyulmaktadır. Hoca cebinden bozuk para çıkartır ve gazete okuyan çocuğa seslenir:
-Oğlum al şu parayı da git kuşe kağıda basılı bir dergi falan al, hışırtından dersi dinleyen 3-5 kişi de bir bok anlamıyor!
öğretmen: gençler, toplumsal grup olabilmek için en az iki kişi olması gerekir fakat bu yeterli değil bunların ortak bir amaç doğrultusunda bir araya gelmiş ve etkileşim içerisinde olması gerekir.
öğrenci(en yavvvşak denenlerden): hocam benim annem babam şimdi grup mu? hani ortak bi amaçları var ve sürekli etkileşiyorlar. ahahahahaha (tüm sınıf)
öğretmen: evet yavrum, maalesef gruptur. keşke etkileşmeselerdi de seni başımıza bela etmeselerdi ama işte gruptur.
Fizik dersidir ve hoca alan seçmelerinde öğrencilere yardimci olmak ister. Sözel bir öğrenci laf olsun diye hocaya ben sayısal okuyacağım der. Hoca: Tabi bizim de öğrencilerimiz var üst siniflarda adam sayısal in s sinden anlamaz "hocam ben sayisal okuyacağım" diye dolaşır. Tabi hoca olarak saygı duymak durumundayız. Öğrenci hayatına sifonu çekmiş, bize de saygı duruşunda izlemek düşer...
BiRGÜN ÖĞRETMEN SINIFA GiRER VE ÖĞRENCiLERiN SOLUKSUZ DERS ÇALIŞTIĞINI GÖRÜR.
- BU NE TERBiYESiZLiK? NE HADDiNiZE DERS ÇALIŞMAK. DER VE 8 ÖĞRENCi SEÇER 1 TANESi YASTIK OLUR VE BAŞLARLAR UZUN EŞŞEK OYNAMAYA.
BAYAN ÖĞRETMENiN BU TAVRI DiĞER KIZ ÖĞRENiLERE ÖRNEK OLUR VE TÜM SINIF BiRBiRiNE ATLAMAYA BAŞLAR. O SIRADA HADEME, REHBERLiK HOCASI, MÜDÜR YARDIMCISI 2ŞER 3ER DAKiKA iLE SINIFA GiRERLER NE OLDUĞUNU ANLAMADAN BiRDEN KENDiLERiNi 35 KiŞiLiK SINIFIN ATINDA BULURLAR.
DERKEN MÜDÜR, MÜFETTiŞ, MÜSTEŞAR YARDIMCISI, MÜSTEŞAR, BAKAN YARDIMCISI, MiLLi EĞiTiM BAKANI DERKEN SINIFTA FARKLI BiR ATMOSFER OLUŞMAKTADIR.
- hocam "honey" ne demek ?
+ tatlım.
- sağolun hocam sizde benim için öylesiniz.
+ kıhhh
sınıf: kahkaha
--
yaşanmış olaydır. gerçekte daha komiktir. anlatınca hiç kimse gülmüyor orası ayrı.
bazen gülmek için yaşamak gerek. anlatılınca tam o etki verilmiyor karşı tarafa.
neyse tanımın içine ettim.
1. yeni resim hocası derse girer ve adet üzere herkesle tanışır. sıra abdullah adlı öğrencidedir.
+evet, kendini tanıt.
-adım abdullah ama başında s yok.
- e zaten yok.
+ben de onu diyorum hocam yok işte.
-oğlum yoksa yoktur derdin ne senin.
-hocam çok yalnızım ben.
sınıf tabi kahkahayla yıkılırken hoca nasıl bir yere düştüğünü anlamıştır.
2. bu da benim başıma geldi. kenan adlı öğrenci soruya yanlış cevap veren abdullah ile dalga geçti.
abdullah: hocam?
ben:efendim.
-hocam tıp dilinde bunun yaptığına psikolojik depresyon deniyor ama biz halk arasında orospu çocukluğu diyoruz.
ben kaç yıl oldu unutmam. öğretmen arkadaşlarım hala anlattırır bana.
-hocam bileğinizdeki dövemenin anlamı ne?
+sanane oğlum? seni öğretmenin bacaklarına bakmaktan disipline veririm bak.
-hocam valla çok merak ettim, cok değişik bişiy, illuminatiye falan benziyo.(ahahahaha)
+evet çocuğum, biz gizli bir örgütüz. bir araya geldiğimizde felsefe dersinde sorun çıkaran öğrencileri kesip yiyoruz.
-valla yiyiiiin beni hoooocaaaaaammmm!
+gerizekalı.
- Hocam bu konuyu hazırlarken aynı kitaptaki gibi alt başlıklarına tek tek ayıralım mı?
+ Yani şimdi çok karışık olmasın tabi.
- Peki ayırmasak problem olur mu?
+Ben kendimi mantı yerken birden baklavayla karşılaşırsam hiç hoş olmaz diye düşünüyorum.
- Hocam sonuçta hepsi mideye gitmiyor mu. *
...
+oğlum senin performans ödevin sensualizm. onu araştırıp sunacaksın.
-o neyyy hocam ya?
+sensualizm yanı duyumculuk. o şekilde de araştırabilirsin.
-süper hocam benim babam da kuyumcu zaten.
+kuyumculuk değil lan, duyumculuk duyum duyum... ***
öğretmen: canım adın neydi senin?
öğrenci 1: sevde hocam.
öğretmen: aaaa. benim annemin adı. geçtin sen çoooocuğum, dersi ciddiye almana gerek yok.
öğrenci 2: hocam yıldız diye de bi tanıdığınız yok mu?
öğretmen: var var, olmaz mı. yıldız da babamın adı.
lisede tarih hocamız vardı, ismi ömer'di, bize kendi tarih hocasını anlatırken şöyle bir şey söyledi;
hoca: lisede bir tarih hocamız vardı ismi baki idi ve torosu vardı biz ona kısaca tosbaki derdik,
ben: bizim de bir tarih hocamız var ismi ömer, arabası focus ama biz ona kısaca fokömer diyoruz.
birden bir sessizlik ve hoca dahil herkes bastı kahkahayı.
x,y çeşitli (hakikaten çok çeşitli) öğrencilerdir.
öğretmen: materyalistlere göre ruh varsa bile madde cinsinden bir şeydir.
x: çok saçma hocam.
y: saçmaymış. açıkla madem ruhu.
x: varlığı canlı yapan şey.
y: senin canlı olmanı sağlayan ruh mu yani?
x: evet.
öğretmen: sence nedir?
y: besinlerdir hocam. başka bi açıklaması yok.
x: besinlermiş. bilgisayarın kasasına sok bakalım tavuk döneri çalışacak mı?
y:... (mala bağlamış bakış)
...
...
x: ahahahaha. kalırsın öyle.
öğretmen: (içses: ruh, madde, besin, pc kasası, tavuk döner, error. sizin tartıştığınız tartışacağınız varlığın ben derdini ızdırabını...) tamam burda bırakın artık.
x: siz bile cevap veremediniz hocam. ahahahah.
öğretmen: kesinlikle çocuğum. hadi sen git kantinden kendine tavuk döner al yanına da içecek bi şey söyle.
-hocam sinavi kolay mi sordunuz?
+kime göre?
-bize göre hocam yaaaaaa.
+eeee ona siz karar verirsiniz.
-peki size gore.
+bana gore kolay.5 yil okudum sonucta.
-ufffff hocam. peki size gore bize gore nasil?
+defol git lan burdan.
küfürlere dayanamayan öğretmen ile öğrencisi arasında gecen dialogtur. Okulda tek bir dişi öğrenci bulunmamaktadır. Nedense sürekli aq kelimesi ile başlayıp cümlelere, aq oglum ile noktalanmaktadır.
- oglum öncelikte arkadasında o bahsettigin organdan yok. Olsaydı bile türkiye'de erkeklerin %50'sinin iktidarsız, kalan %50'sinin de erken boşalma sorunu yasandıgı düsünülürse sen o calısabilen yaklasık %25 olabilecek misin? Bu 25'te en iyi ihtimal.
+ hocam siz ne diyosunuz ya.
küfrü yiyen ögrenci: oglum galiba hoca sana küfretti.
+gençler şimdi sizin güzel-faydalı ilişkisine dair görüşlerinizi alalım.
-hocam aralarında hiçbir ilişki yoktur. misal ilkolulda bana hep yardım eden bi kız arkadaşım vardı. bana çok kopya verdi yani fayda sağladı. ama çok çirkindi hocam. demek ki hiç alakası yok.
+evet yavrumm. bi şey sorcam; hiç anlamıyosun di mi beni.