+umarım o elindeki telefon değildir genç.
-hocam çok özür ya, annem arıyo da.
+o telefonu alır..
-(sınıfta kahkahalar).
+alır... öhmm öhmm (toparlama çabaları)alır ve annene kız arkadaşın olduğumu ve şu an derste olmadığını söylerim.
-hocam, lütfen ciddi düşündüğümüzü de söyler misiniz.
bazen oldukça hadsizdir ama kızılamaz çok veletlere.
bayan öğretmen ve öğrenci arasında geçen dialogdur.
-hocam evlenmeyi düşünüyor musunuz?
+sanane.
-hocam ya, nolur söyleseniz. düşünüyo musunuz?
+hayır.
-hiç mi?
+hiç
-çoluk çocuk falan, karışmayacak mısınız hiç?
+asla.
-oooo hocam. sen doğurmazsan ben doğurmazsam nolcak bu memleketin hali?
lisedeyken kendi başımdan geçen olay:
Türkçe dersi bayan hoca. kafiyeler (uyak) konusu işleniyor.
Ben : hocam diyelimki dötlüğün sonu şu şekilde bitiyor;
....yaşam
....kafam
....çiçekler
....havam
Bayan hoca: buradaki am (biraz duraksama ve)hımm şşşeyy a ve m sesleri yarım uyak oluşturuyor.
Hoca biraz kızardı garibim zaten stajyer hocaydı yani daha feleğin çarkından geçmemişti.
Din dersi: erkek hoca ve aynı zamanda bizim dükkanın olduğu muhitte oturuyordu dışarıda da karşılaşıyorduk muhabbetimiz iyi idi.
Neyse hoca gusül abdestini anlatıyor. biz gülüşmeye başlayınca hoca eğer gülmeye başladıysanız zaten bu konuyu konuşacak ergenliğe gelmemişsinizdir, en iyisi mi anlatmayayım dedi. daha sonra biz susunca anlatmaya başladı. parmak kalkar soru için. hoca söz verir.
ben: üç kere yaparsak o işi bir kere abdest almamız yetiyor mu?
Hoca: ( o zamanlar boyumda kısa zayıfım bide) üç kere attırırsan böyle kalırsın sen
benle oro (orhan) ibo ya dönüp (ibrahim) devlet isterse senin malına el koyar parasıyla dememizle ibo yaramm demezmi , ibo sınıfın piçi daha 13-14 yaşlarında siyah cılız karateci bir arkadaştı.
şerif hoca: kim küfretti ibo senmisin
ibo: örtmenim kamulaştırmada belki arsamı vermem
şerif hoca: oğlum devlet bu mahkeme karar verir paranı verir senden alır
ibo:vermem ben.
......uzar uzar uzar
şerif hoca :basar tokadı
ibo: neden vuruyorsunuz hocam ben satmıyorum devlete
şerif:basar tokatı üstüste
ibo:bende dava açacam satmıyorum tarlamı
sınıf olarak şoktayız a.q iboyu gazladık ibo olmayan tarlasını devlete satmıyor,şerif hoca da öğretmenliği unutmuş ,hakimliği aşmış,sıkıyönetim komutanı edasıyla basıyor tokadı ,sınıf tatlı şeker gibihocanın canavarca saldırmasını izliyor.
şerif: ulan sen kimsin ki devlete tarlanı satmıyorsun kovarım ulan hepinizi demesiyle zil çalar ve herkes normal moda döner.
şerif:çocuklar tenefüsten sonra 2. derste devam ederiz deyince.
ibo:gördünüzmü tarlamı satmadım devlete deyince sus ses gitmesin dedik benle orhan, giderse gitsin dedi.
yıl 2013 tam 20 yıl önceki bu anıyı ibo ya geçende dedim ibo bende 10 cm kısa işinde gücünde olan büyük inşaatların mobilyaları alan bir arkadaş oldu ona ibo hatırlıyormusun o olayı diyince
ibo da a.q neydi ulan o gün ne içmiştim ne oldu diyince verdiğimiz gazı anlattım.
-hocam bi şey sorabilir miyim?
+tabi, dinliyorum.
-hocam ben eft yapabilir miyim ve bu işe yarar mı?
+anlamadım canım, doğru yazdın di mi eft? yani işe yarar mı derken? kime yapacaksın?
-kendime hocam.
+canım benim. eft nin anlamı benim bildiğim; electronic fund transfer. bunu diyosun di mi?
-evet hocam. ama bir uzman tarafından yapılmalı diyolar da. size bir sorayım dedim.
+bak kuzucum. doğru ifade ettiğine emin misin. benim yazdığım şeyin anlamı bir banka hesabından başka bir hesaba havale, bunun için de uzmana gerek yok.
-haaaa, o değil hocam. ama bana öyle dediler sanki. eft dediler. kilolarımdan kurtulmak için
+hımmm. bi araştırayım bakalım ben. sen de kısaltmayı doğru telaffuz ettiğinden emin ol. dönücem sana.
(eft diye bir teknik varmış yaa. cehaletimden utandım.)
öğretmen: çocuklar müfredat bu yıl oldukça değişti. biyoloji artık tam anlamıyla sözel bir ders haline geldi diyebilirim.
öğrenci 1: nasıl olacak o hocam.
örenci 2: anlamayacak ne var davar. artık rakamları yazı ile yazıcaz. iki artı iki dört gibi.
öğrenci dersin ortasında parmak kaldırıp: hocam adamın biri varmış ikinci dönem düzeltmiş.
öğretmen: adamın biri yanmış karısı düz. adamın biri yatmış karısı tekne vs şeklinde saydırınca kilitlenen bir sınıf.
lisedeyken yaşanılan olay .arka sıradaki öğrenciler konuşmaktadır. Hoca konuşanları uyarır
- oğlum dön önüne.
+ ben önüme dönüğüm zaten.
- ben sana demedim oğlum.
+ben de size demedim zaten hocam.
Hoca -saçları uzatan öğrencisine laf sokmak amacıyla-: saçları da kestirmişsin pek bir yakışmış.
Öğrenci: sağolun hocam.
Hoca: ben o saçları kör bıçakla kesicem.
Öğrenci: kör bıçak kesmez ki.
canım lisemde yaşadığımız diyalogtur. bizim sınıfı hiç sevmeyen bir fizik öğretmeni vardı, mustafa hoca, kulağı çınlasın hocamın. lise son, son fizik yazılısı, sorular da çok kazık. mustafa hoca da zaten bize aşırı sinirlenmiş, göreli henüz on dakika olmasına rağmen.
Arkadaşım- Hocam 50 lira versem soruların cevaplarını verir misiniz?
Mustafa Hoca-Oğlum ben satılık değilim! Ben satılık mıyım oğlum!!
Başka bir arkadaşım- Oğuzhan bence parayı beğenmedi biraz daha arttır. *
Mustafa Hoca- Kesin lan sesinizi pezevenkler!
bu diyalog burada sona ermişti. iki arkadaşım dayak yemişti hocadan. hala hatırlar, gülerim. *
kimya kursu hoca elektron verme istediğini örnekle anlatacaktır.
hoca: zeynep tahtaya kalk kızım(zeynep uzun boylu halk arasındaki tabirle at gibi bir kız)
zeynep: evet hocam?
hoca:zeynep' in üzerindekiler elektronları olsun.şalını çıkart
zeynep: tamam hocam (çıkartır)
hoca: gözlüğünü çıkart
zeynep: tamam hocam (çıkartır)
hoca:hırkanı çıkart
biz: lan noluyo
zeynep: tamam hocam (çıkartır)
hoca:kolyeni çıkart
zeynep: tamam hocam (çıkartır)
hoca: t-shirtini çıkart
biz: lan ohaaa
zeynep: oha hocam olmaz.
hoca: gördüğünüz gibi sayı azaldıkça vermiyor.
müdür yardımcısının girdiği derse geç kalınır ve olaylar gelişir.
+ Neredeydin mrguitar gözümüz yollarda kaldı.
- Lavabodaydım hocam. Biraz rahatsızım da ilaç aldım bıdıbıdı...
+ (kulağa eğilerek) Yoksa tuvalette gusül abdesti mi aldın ha yavşak ?
- ????
+ Hıyar ağası seni geç bakalım yerine. He he he.
- ...