sen güzel ve minik dilber: göğüs uçları hassas küçük cevizlerini kırmaktan çok uyarmak benim asli görevim..şimdi ben tropikal iklimlerde mavi kuşlarının en akıllısından koparılmış bu uzun ve en iç gıdıklayıcı bu mavi tüyü senin için getirdim lan. değerini bil!..
şimdi bedenin ay gibi gözlerime parlarken, siyah çarşafın üstünde beyaz parlak bir film gibisin. çırılçıplak bedenin aç ve sevilmeye muhtaç. ama incitilmek sana hiç mi hiç yakışmaz. pembe iç çamaşırının kenara sıyrıldığı ve açığa çıkmış vajinan terkedilmiş aç bir han..orada, konaklamak konaklamak ve hiç para vermeden sıkılıp sıkılıp tekrar girip çıkmak...vajinananın dış yüzeyindeki masumiyete inat içinde var görünüyor çok gizemli bir dünya. buraya açılan keskin dudakların bana bakarken kabaran okyanusuna açılan bu sıyrıktaki alt derinlik inan bana çok ama çok küstah... heyhat!
sen: penisi eline alıp da içine aldığında ateş bacayı içten nasıl da dolu dolu sardı bak. içine dolan ejdarha, başıyla sana her girip çıktığında ıslak denizini taşırıyor kıyılarına. vajinandan taşan sen ve yine ejderha ateşimde buharlaşan sen..aynı anda göğüslerinde dolanan mavi kuş tüyü..
siyah gözlerinde önce acı sonra zevk hareleri ve gülmek için bekleşen zayıf halkacıklar var.. göğüslerinde, merkezinden yayılan ve içine dolan acını birazcık olsa alan mavi bir ferahlık ... vajinanda pembenin ve içinde ise kırmızı ejdarha ateşinin rengi var.