müslüm gürses'in de bu isimli bir şarkısı vardır.
Mevsimler tukendi avuclarimda
Eserken icimde haret ruzgari
Gonlumdeki bu aci hatiralarla
Beklemek artik bos geden zamanda
Simdi uzak bir hayal hayal sana ulasmak
Gocmen kuslar goturdu butun umutlarimi
Cekilmez bir yuk gibi artik yasamak
Cekilmez bir yuk gibi sensiz ysamak
istemem hatiran uzaklasmasin
Son bir teselli kalsin anilarindan
Birak bende baska bir bir sen yasasin
Bu sahil kentinin aksamlarinda
Simdi uzak bir hayal hayal sana ulasmak
Gocmen kuslar guturdu butun umutlarimi
Cekilmez bir yuk gibi sensiz yasamak
Cekilmez bir yuk gibi sensiz yasamak
1985 yılında yayınlanan ali rıza binboğa albümü. 6 yıl önce yayınlanıp yasaklanan türkiye'min kızları şarkısını da içerir. fakat en iyi şarkısı, yavaş yavaş özgün müziğin kapılarının açıldığı bir dönemde bestelenmesiyle de dikkate değer olan göçmen kuşlar şarkısıdır.
Tanınmış gezgin Thomas Cook, bir araştırma gezisi sırasında Atlas Okyanusu’nun ıssız bir yerinde çığlıklar atan milyonlarca kuşun havada daireler çizerek uçtuğunu gürdü.
Kulakları sağır edecek denli yüksek sesle çığlıklar atan kuşların kimileri yoruldukça, kendilerini okyanusun dev dalgaları arasına atıyorlardı. Onlar bu son hareketleriyle yaşamlarına son veriyorlar, kendilerini okyanusun dalgalarına bırakırken çaresizlikten ölüme teslim oluyorlardı.
Bu olaya yalnızca Thomas Cook değil, o bölgedeki balıkçılarda yıllardır tanık olmuşlardı. Kus bilimcileri ise, yaptıkları araştırmalarda göçmen kuşların farklı yönlerden gelerek okyanusta bu noktada birleştiklerini keşfediyorlar, fakat onların, birbirleri peşi sıra kendilerini ölümün kucağına atmalarının nedenini bir türlü çözemiyorlardı…. Gerçek geçtiğimiz yüzyılın ortalarında anlaşıldı. Bu trajik olayın yaşandığı yerde bir zamanlar bir ada vardı. Göçmen kuşların göç yolu üzerinde bulunan bu ada, bir deprem sonunda okyanusa gömülmüştü. insanların yok olduğunun bile farkına varamadıkları ada, göç yollarının ortasında kuşlar için vazgeçilmez “dinlenme” durağıydı. Kuşlar binlerce yıllık kalıtımsal alışkanlıklarıyla adanın yerini bilmekteydiler..
Yıpratıcı uzun yolculuklarının ortasında biraz dinlenebilmek ve toparlanabilmek için yine binlerce yıllık kalıtımsal güdüleriyle, okyanusun ortasındaki adaya geliyorlardı ama…olması gereken yerde adayı bulamayınca, yorgunluktan bitkin bedenlerini çığlık çığlığa okyanusun sularına bırakmak zorunda kalıyorlardı…
Bilmez bir çare kalpler giden dönmez geri...
Gözüm yollarda kaldıBunca yıllardan beri...
Bilmez biçare kalpler giden dönmez geri...
Evet her bahar bekleriz giden göçmen kuşları...
Bahar ümittir bekleyiştir...
Ama bir de sonbahar var
Göçmen kuşların gittiği...