göçebe fahişelik ve yerleşik fahişelik

entry3 galeri0
    1.
  1. öncelikle fahişe kavramı zihinlerde ne ifade etmekte, ilk önce bunu kısaca irdelemekte fayda var. kavramın kronolojik tahlili yapıldığında hristiyanlığın ilk dönemlerinde kiliseye maddi yardım sağlamak amacıyla bedenlerini erkeklere sunan, bu sunma karşılığında aldıkları maddi değeri olan para ya da metayı kiliseye veren, bu aktiviteyi ulvi bir amaca hizmet olarak görüp bu şekilde algılayan kadınlarla karşılaşıyoruz.

    zamanla bu ulvi ve kolektivist amaç yerini bireysel bir amaca bırakıp, bedenini satarak yaşamsal ihliyaçlarını sağlayabilme amacını güden kadınların elinde profosyonel bir meslek haline geçiyor. bu gruptaki fahişeleri göçebe fahişeler olarak tanımlamakta bir zarar yok, bu şekilde tanımlama gereğine gelince; mutlak bir bütünlüğe sahip bir beden hergün belirli aralıklarla, belirli sürelerde, farklı mekanlarda, farklı ten kokusuna sahip, farklı farklı erkeklerin cinsel doyuma ulaşmalarına hizmet etmekte, yani bir beden o mecra senin bu mecra benim dolaşarak bedenini sunmakta.

    sonra birde yerleşik fahişelik var, ben bunu şu şekilde açımlıyorum; bir kadın, hiç sevmediği, ne fiziksel olarak, nede kafa olarak onu cezbetmeyen, ama sahip olmuş olduğu materyalin çokluğu bakımından cezbetmesinden dolayı bir erkekle evlenmekte, evlenmesindeki tek amaç maddi anlamda yaşamsal ihliyaçlarının karşılanması,. bu kadın hergün o sevmediği, dokunuşlarından haz ve şefkat duymadığı, kokusunu benimsemediği o adamın yatağına girecek ve bedenini sunacak, olay artık ne kadar sürecekse o süre boyunca ruhsuz bir şekilde o erkeğin altında olmaya devam edecek, tamamen mekanik bir şekilde bir cinsellik yaşayacak, bu yerleşik fahişenin , göçebe fahişeden farkalarına gelince, aynı evde, aynı yatakta, aynı bedenin cinsel ihliyaçlarını karşılamakla mükellef bir canlı olarak yaşayıp gidecek. sadece mekan, yatak ve beden değişmeyecek, ama onun dışında kalan herşeyde göçebe fahişe mesleğini icra ederken ne düşünüyorsa, yerleşik fahişede aynı şeyleri düşünecek.

    sevgiye aç bir şekilde ölümü beklemeyi seçmek sonuçta kişinin kendi seçimi, beni zerre kadar bağlamaz, ama böyle kadınları gördükçe insan onlar için üzülmedende edemiyor.
    2 ...
  2. 2.
  3. yerlesik fahiselikte erkegin de 35 yasina kadar seveninin olmamasi, ve sonunda bir evliligi bir sey sahiplenmis olmak icin yapmasinin, erkegi de sirf toplum icinde garip olmamak icin kendine bir "es bulmasinin" da sözkonusu oldugu üzücü ikilem.

    Gocebe olanda kadin ceker ceremesini, yerlesik olaninda aslinda ikisi de yavas yavas erir.
    1 ...
  4. 3.
  5. yerleşik fahişelik denilen kavram tamamen doğal seçilimdir. şöyle ki bir kadın bir erkekle birlikte olmak istediği zaman kriter olarak aradığı şey o erkeğin olası yavrulara en iyi baba olması durumudur. yani bir kadın bir erkeği seçerken kendini değil doğacak yavrularını düşünür. aynı durum erkekler içinde geçerlidir. bir erkek ne zaman bir kadınla çiftleşmek istese onun genlerini ne ölçüde sürdüreceğini bilinç altında düşünür. yani aslında herşey genlerimizin devamı içindir. hayat dediğimiz olay zaten budur.
    diyorsanız ki hayat zaten kahpe, o da ayrı bir bakış açısı tabi.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük