"uzakta. Kimsenin ölmediği o yerde
Uzakta. Hayvanat Bahçesinde
doğurur kendine aykırı fil
yıkanmaya su dağıtılırdı, herkes,
kendi akşamını çıkarırdı karanlıktan.
Kargış, o güzel bitki, ona tapardık!
Kalabalık ölülere, dirilere bölünürdü
Uzakta. Çok kesilen kağıtlar ülkesinde...
sular o yanlış kökleri çürütürdü.
ve kimsenin hiç görmediği yerde
onun bir kan tadı idi sesinde
benzin ve banka dağıtılırdı, herkes,
göçen, yerleşen bir şey değil
herkes kaçışandı yalnızlıktan
Kadınlar erkeklerle idi, yalnızlıktan
herkes herkesle idi yalnızlıktan...
Kargış, o güzel bitki!
ve sonra duvarları dibinde ölünürdü.
Ölüm idi kolayca yenen kişiyi,
uzakta. Hayvanat Bahçesinde.
bir çocuk, bir öyküde, bir düşü yürütürdü..."
harika bir nazan öncel parçası. bulunduğu albüme isim veren parçadır aynı zamanda. sözlerinide yazalım tam olsun.
kalp caysa da vur kıyılarıma
yağmur ol yağ bana
gül solsa da dur kapılarıma
müjdeler ver bana
göğsünde avutsaydın
uzanıp da öpseydin
beni sevseydin sevseydin
söylemesen de anlardım
gel kıyılarıma kapılarıma gel bana
gel odalarıma gir uykularıma
tutulaydım ay yerine
aşk her yerde
göç her mevsim
uzanamadım ellerine
biraz çocuk kalsaydım
elinden su içseydim
beni sevseydin sevseydin
konuşmasan da anlardım
gel odalarıma uykularıma
gel bana
sanırım hesapsız bir figür beni geçici bir süreliğine bu melodi ve sözlere bağımlı yaptı. her gece kendimi aynı şeyi dinlerken buluyorum herhangi bir zaman diliminde.
tanım;nazan öncel'in 95 bandrollü aynı ismi taşıyan albümünün şarkısıdır.
yazılmış öyküleri unutmalı
kırık bir kuş yolculuğu anlatır
geçmiş ölüler tarlasından kendi yarasıyla
o günden beri bir fotoğrafın yası tutulur... (bkz: ferfecir)
göç;kendini gördüğün aynadan uzaklaşıp, başka aynalarda görmek ümidiyle sırtlanmaktır varı yoğu, oysa unutulur her zaman benlik...bulunamayan bendir göç ve başkaları