bir padişahın bu konuda anekdotu vardır (sanırım 19. yüzyıl ilk yarısında yaşanmış). sinirliliğiyle meşhur olan padişah gözlüğünü o an için bir şey okumadığından alnının üstüne kaldırmış. sonra da bu durumu unutup "gözlüğümü nereye koydunuz, gözlüğümü bulun bana!" diye ortalığı ayağa kaldırmış. öfkesinden korkanlar bir türlü durumu kendisine söyleyememiş. en sonunda uyanık bir paşa "hünkarım, şimdilik alnınızın üstündekiyle idare edin, biz hemen buluyoruz gözlüğünüzü" deyip ince ayarla olayı çözmüş.
miyobum ben 3,5. gözlük yoksa annemi tanımam inan olsun. bazen gözlüklü de bulamıyorum ya da lensle de ama kafa dalgın anam, kafa gidik. dikkat eksikliği bunlar.
bir gece koltukta uyumusum.
evdekiler burada uyuma diyerek uyandirdi.
tamam dedim ama telefonumu bulmam gerek once. her yere bakiyorum.
bayagi bir vakit aradim telefonu.
sonra buldum.
o kadar sure boyunca telefon elimdeymis.
Elimdeki telefonu bulamayıp köşe bucak ararken telefon aradığımı unutup, amaçsızlık içine düştüğümü hissedip, buzdolabını açıp boş boş bakınıp, yaptığın eylemi unuttuğum için bu boşluğu doldurması gereken eylemin ne olduğunu bulmaya çalışmak.