cok dert etmem.
bana herkes yalan soyluyor mesela, aile fertlerim, sevgilim, arkadaslarım. anlamamazlıga geliyorum. insanların yalanlarını yuzune vurmak onların ozel alanına girmek ve onları cok rencide etmek gibi geliyor bana.
insanları yalan soylerken dinlemeyi severim, genelde olamadıkları ama olmak istedikleri kisiyi anlatırlar. hayaller gusseldir;)
durustluk tabi ki cok kıymetli. ben kendi dunyamda son 20 senedir yalan soylemiyorum mesela. ama yalan soyleyen insanlara da ben anlayıslıyımdır.
cok kırar. güven sarsar.. sevgiyi bitirmez ama sizi bastan asagi sarsar. o insana sarilmak istersiniz hala deli gibi sonsuza kadar sarilmak... ama bir daha guvenebilmek kolay olmuyor ya.. bir daha eskisi gibi huzur olacak mi mutuluklarimizda?guven olabilecek mi kavgalarımızda? yer bitirir insani bu sorular...
Rezaletin daniskasıdır. Tam da bu diyip sevinir ve herkese dostunuzu anlatırsınız, adam geçmiş karşınıza ciddi ciddi yalan söylüyor. En kötüsü de yalan söylerken zerre takılmıyor Su gibi akıyor sözcükler. Sonra düşünüyor insan. Ben doğru söyledikleriyle yalan söylediklerini nasıl ayırt etmeliyim? Edebilir miyim? Bir de üstüne bu kişiyle sık görüşürsünüz ve hala yaptıklarının farkında değildir, nasıl söylenebilir bilemezsiniz ama artık yüzüne bakasınız gelmez.
çok yaptığım olaydır. eğer bakışlarınız etkiliyse ve gözleriniz duygularınızı saklamada yeterliyse karşınızdaki yalanınıza her türlü inanır hatta ağzı açık dinler.
Bazen zorunluluktan bazen mitomani bazende karaktersizlik gereği yapılan gerçeği saptırma davranışıdır. Kimi zaman bir ihtiyaç olduğu (bkz: invention of lying) filminde güzelce anlatılmıştır.
gözünün içine bakarak yalan söyleyen bir kişi.
tam anlamıyla artık bu işte prof. olmamışsa;
gözünü kendine göre sol tarafa doğru çeviriyorsa kesinlikle yalan söylüyor olduğu kanıtlanmış bir tespittir.
... oysa biliyorsunuz ikinizde, karşıdakinin olduğundan farklı gözükmek için gözlerinizin içine bakarak yalan söylediğini. o kadar masum olmasa da bu yalanlar, ikiniz de sahte bir heyecana bürünüp dinlemez ve anlatmaz mısınız kendinizi?.. peki o hissi seviyor musunuz, o his ile ne kadar bağlanabiliyorsunuz birbirinize? bu anlar ile karşılaştığınızda aklınıza gelecek mi bu soru, buradaki cevaplar ve bunun sahteliği? daha da huzursuz hissedecek misiniz? yoksa devam edecek misiniz bu oyuna?*