göztepe'nin en ücra köşesinde kurulmuş 3 katlı garip bir karakoldur.
dün gece bir trafik kazası nedeni ile 3 saat kadar misafirleri olduk. yani gördüğüm şudur ki bu memlekette polis olmak zor iş. bir hırsızlık bir fuhuş bir de bizim kazanın yanında bambaşka bir dayak olayı vardı ki komedi.
bir mekan sahibi içerde sigara içen müşterisini uyarıyor. fakat adam mekan sahibini ve elemanları tersleyince bütün mekan olduğu gibi adama dalıyor. işin en güzel yanı dövülen adamın savcı olması. evet bütün mekan toplanıp savcıya güzel bir sopa çekiyorlar. tabi savcı olduğunu bilmeden. "sırada iç işleri bakanı" var diye yapılan dalgalarla şakalarla elemanları alıp gittiler tabi mahkemeye sonra.
nezarethaneler ful dolu olduğundan hırsızlık zanlıları üst kata çıkan merdiven boşluğunda bir polis nezaretinde bekletiliyorlardı. bu arada elemanların üstlerinden bir yıldız bir de düz tornavida çıktığı halde hala "abi bizi niye aldınız" ayağı yapıyorlardı. ot kokusu da 40 metreden duyuluyordu.
bunun dışında gecenin en ilginç olayı az önce bahsettiğim hırsızlık zanlılarını teşhis etmeye gelen mahalleliye uygulanan karanlık oda tekniği oldu. karanlık oda yeterli işlevi göremediğinden teşhis edecek şahısları tehlikeye atmak istemeyen polisten şöyle bir teklif geldi. zanlıları getiren bir komiser yardımcısıydı. görevli memur yaklaşarak "abi bizim karanlık oda çalışmıyor. ama şimdi gece bizim arabaların da içi görünmez. siz zanlıları pencereye dizin biz dışardan arabayla gelelim öyle teşhisi yapalım". ve bu fikir harfiyen uygulanarak zanlılar teşhis edildi.
bir kez daha gördük ki polis de her kurum gibi içinde türlü türlü insan barındarın bir teşkilat. rüşvetçisi de var sedat peker tipli sivili de var apaçi saçlısı da var. kısaca sokaktaki adam profilinden farklı değil. ama tabii allah kimseyi karakollara düşürmesin.