alışana kadar emanettir gözlük, alıştınmı bir parçan oluverir. herkese yakışabilecek gözlük modeli vardır elbet, seçimler doğru yapılırsa estetikliğinizden hiç bir şey kaybolmaz. zorlukları vardır gözlükle yaşamanın, yatarak tv izlemekte zorlanırsınız mesela. bir de buharlanır, kış günlerinde durakta beklersiniz, otobüs gelir binersiniz, bir müddet görüntü sisler arkasından gibidir. yaz günleri daha bir bunaltır insanı, terlersiniz kelebekler karşı koyamaz, kayıverir birazcık hemen.
güneş gözlüğü değil de numaralı daimi bir gözlük olması halinde insanın canını pek bir sıkan nesne.zira buna alışmak çok zordur.kırılmasın die koruyup kollamak,camlarını silmek falan derken insanın başına yeni yeni işler çıkarır.olduk olmadık yerde buğulanmaları ise bambaşka bir konudur.'lens kullan o zaman kardeşim' şeklindeki çıkışlar yersizdir çünkü kimilerimiz o kadar hijyenik olmayabilir.
öyle bir varlıktır ki onunla bütünleşirsiniz. Bu hayatta size tek faydası net görüştür! Bu yararıyla beraber hayatınıza sizden habersiz yol verir. Artık insanlar sizi tarif ederken 'hani gözlüklüü' diye bir ayrıntı ekler. Sık sık yağlanan camıyla (siz tam onu unutmuşken) maydonoz olur! Yağmurlu havalarda damla damla camlarla baş belasıdır! Lense geçersiniz halen gözlüğünüz varmış da düzeltmek ister gibi bir el hareketi yaparsınız. 5 duyunuza artı bir olmuştur artık o!
takanların nefret ettiği takmayanların da özendiği, ayrı bir hava katacağını düşündükleri nesne.
öyle dışarıdan göründüğü gibi güzel ve keyifli birşey değildir.
* gözlük kullandığınız halde size kör muamelesi yapılması. genelde ilkokulda olur. öğretmen gözlüklü öğrencileri arka sıraya almaz tahtayı göremez diye. halbuki gözlük gözü bozuk insanların normal görme seviyesine getiren alettir. eğer gözlüğü takmazsa göremez takıyorsa arka ön farketmez istediği yere oturabilir.
* yağışlı ve soğuk havalarda otobüs dolmuş vb toplu taşıma araçlarına binildiğinde buharlaşma yapmasıdır. heleki bir de ayakta gidiyorsanız vay halinize. hiçbir yeri göremezsiniz.
* gözlük takarken rahatça top oynayamazsınız. her zaman için zedelenme, kırılma ihtimali vardır ve oldukça da yüksektir.
en çok kaybolan nesnelerden biri.üstüne bişi taksalar da bip bip ötse yerini belli etse ya da ne bileyim kaybolmayan gözlük olsa.ne hoş olurdu hayat ne kadar kolaylaşırdı.
yamulmuyorsam 3.yüzyıl'da suriyeli bir prenses için üretilmiştir. fakat bugünkü modern gözlüğün atası italya'da 1260-1280 yılları arasında yapılmıştır.
genelikle göz hastaları için kullanılan numaralarına göre ayrılan bir tür eşya olarak bildiğimiz gözlük ayrıca aksesuar olarakta yazın güneşten korunmak için de kullanılmaktadır.
başlarda kullananlarla alay edildiğinde "hey allahım ne diye bozuluyorlar ki?!" diye tepki verilmesine sebep olan, kullanılmaya başlanınca "gözlük" denildiğinde bile alınma moduna geçmeye sebebiyet veren şeydir.
ayrıca; (bkz: gozluk takmanin getirdigi zorluklar)*
miyop*, hipermetrop*, astigmat* gibi hastalıklara karşı ve güneşin zararlı ışınlarından korunmak için üretilmiş takı. ince kenarlı, kalın kenarlı merceklerden üretilmiştir. güneş gözlükleri ise saydam, güneşin zararlı ışınlarından* korunma sağlayan camlardan üretilmiştir
dünyada her 10 kişiden 9unun gözlüğe ihtiyacı olduğunu fakat fazla gerekli olmadığı için bunların 3ünün taktığını duymuştum ayrıca 10 numaradan sonra halter olarak kullanılabilir takan da kambur olma olasılığı yüksektir
çocukken arkadaslarla dört göz diye eğlenmemize sebep olan bir aletti.sonradan benimde başıma geldi.ilk başlarda yadırgamıştım ama sonradan benden bir şey olan alet...