Çocukluk dönemlerimde bile beni derinden etkileyen bir parça. Gözleri sizin için değerli anlamlı bakan biri hayatınızdan sizin korkaklığınız yüzünden çıkıp gittiyse işte o zaman bu parça çok acı veriyor.
"düşlerin parlayıp söndüğü yerde,
buluşmak seninle bir akşamüstü ,
umarsız şarkılar dudağında bir yarım ezgi,
sığınmak gözlerine sığınmak bir akşamüstü.."
ninni gibi tıpkı.
uyutur insanı gecenin en derin saatlerinde..
... Bir kenti böylece bırakıp gitmek
içinde bin kaygı, binbir soruyla
Bitmemiş bir şarkı dudağında bir yarım ezgi
Sığınmak, şarkılara sığınmak bir ömür boyu...
Düşlerin parlayıp söndüğü yerde, buluşmak seninle bir akşamüstü
Umarsız şarkılar, dudağımda bir yarım ezgi
sığınmak gözlerine, sığınmak bir akşamüstü...
Gün geçtikçe, hatta günler geçemedikçe, hatirlanan, söylenen, değerlenen bariş akarsu şarkisi.
Her dinleyişte gözlerde hüzün, dudaklarda kiçi kirik bir tebessüm birakir. Susmasaydin da bir omur boyu soyleseydin bu sarkiyi canli kanli sesinle. Yine de boyle bir sarki biraktigin icin geride, sonsuz tesekkurler amasra'nin hirçin dalgasi.
Bakınca gözlerinde kaybolmak diye bir deyim vardır ya işte tam onu yaşıyorum sende... Bakınca gözlerine umut görüyorum, mutluluk görüyorum...
Bana bakan o gözlerinden umut ve mutluluk hiç eksik olmasın,
Olmasın ki en azından beni sevebilme ihtimalin kaybolmasın bende...
Bana hep böyle boncuk boncuk bak olur mu..
Çünkü senin bakışın bile yetiyor beni mutlu etmeye...
"Düşlerin parlayıp söndüğü yerde, buluşmak seninle bir akşamüstü.
Umarsız şarkılar, dudağımda bir yarım ezgi; sığınmak gözlerine, sığınmak bir akşamüstü.
Gözlerin bir çığlık bir yaralı haykırış, gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi."
Düşlerim sönük, hiç parlamadan daha. Doğuştan diyebiliriz. Buluşmadık seninle. istedim ama gelmedin. O akşamüstü, akşamüstlerine inanmaya başladım ben. Çok şarkı dinledim bu ara. Aynı şarkıyı bin kez dinlemek gibi bir çokluktan bahsediyorum. Her defasında gözlerin geldi aklıma. Neyse ki Ankara'da gemi yok. Bu söylenenler sadece şarkılarda olur zaten. Gözden sığınak olmaz ki. ilk bakışta görürler o gözü sığınağı. Göz kapakları güvenlik için değildir. izin versen denerdim gerçi, beraber saklanırdık belki.
"Bir orman bir gece kar altındayken çocuksu, uçarı koşmak seninle.
Elini avucumda bulup yitirmek, yitirmek; sığınmak ellerine, sığınmak bir gece vakti.
Ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek. Ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken."
insan isterse uzağa isterse yakına bakardı hani? Hiç öyle olmuyor. Yürürken sadece ayakuçlarıma bakabiliyorum ben, bir yerlerde seni unutmadığımı hatırlarım diye. Ama sen bunu, "kafamı kaldırırsam kuşlara çarpabilirim belki" düşüncesiyle yapıyorum san. Sen hala beni çok üşüyor bil. "Burası çok sıcak!" diye bağırsam duyacak mısın sanki. Eller yaz, kış çok güzel sığınaklardır. Cebine de sokarsın istersen. Çifte güvenlik. O sığınaklara giriş izni zor çıkar ama. Çıktı sanırsın bazen, ama çıkmaz. işler bazen yolunda gitmez işte. O kadar umulacak şeyin arasında sığınağın yolunu kaybetmeyi umarsın, elin bir gece vakti -kendi- cebinde ve yol karlıyken.
"Bir kenti böylece bırakıp gitmek içimde bin kaygı bin bir soruyla.
Bitmemiş bir şarkı, dudağımda bir yarım ezgi.
Sığınmak şarkılara, sığınmak bir ömür boyu."
Aynı şarkıyı bin kez dinleyerek hiçbir şeyi unutamazsın. Unutulması gerekenleri dikte edersin, ki bu unutmayı daha da zorlaştırır. Unutulacakları madde madde sıralamak kadar da saçmadır ama diğer yandan iyi bir öğrenme metodu olup acı çekmeye hayli yardımcıdır. Egosu yüksek bireylere tavsiye edilmez. Ben devam edebilirim. Loop'u yaratanlara bin teşekkür ile.
Düşlerin parlayıp söndüğü yerde
Buluşmak seninle bir akşam üstü
Umarsız şarkılar dudağımda bir yarım ezgi
Sığınmak, gözlerine sığınmak bir akşam üstü
Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış
Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi
Bir orman bir gece kar altındayken
Çocuksu, uçarı koşmak seninle
Elini avcumda bulup yitirmek, yitirmek
Sığınmak, ellerine sığınmak bir gece vakti
Ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek
Ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken
Bir kenti böylece bırakıp gitmek
içinde bin kaygı, binbir soruyla
Bitmemiş bir şarkı dudağında bir yarım ezgi
Sığınmak, şarkılara sığınmak bir ömür boyu
Gözlerin bir çığlık, bir yaralı haykırış
Gözlerin bu gece çok uzaktan geçen bir gemi
Ellerin bir martı, telaşlı ve ürkek
Ellerin fırtınada çırpınan bir beyaz yelken
müthiş şarkı, mühteşem yorum... yazacak söz yok hakkaten kelimeler kıfayetsiz kaldı, tek denilecek uzun bir solukla, vaaayyy bee, vay be işte bu...
Gözlerin belki de hiçkimseden farklı değildi yapısı. Ama o bakışların mutlu eden , huzur veren şaşırtan bakışların. Gözlerine bakmak ; nasıl küçükken en çok istediğiniz oyuncak alınırsa öyle mutlu ederdi. Öyle bakardı o gözler öyle derin, öyle sessiz. Belki de bu yüzden etkilemişti belki de buyüzden aşık etmiştin kendine. Ömür boyu sadece gözlerine bakmak o derin bakışlarında kaybolmak isterdim. Yazık, çok yazık ne bunun imkanı var , ne de o gözler birdaha bana bakıcak. Sen bakışlarını çevirdikten sonra hiç huzurlu olamadım, sen başka yerlere daldığından beri ben mutsuzum. Öyleydin işte bir bakışınla anlatırdın herşeyi , bi bakışınla yıkardın , bir bakışınla yeniden hayata döndürürdün.
bu parça dinlenilesidir. cihan yıldız seslendirmektedir. sözleri;
Bir fidandı kırıldı
Yere düştü gönlüm
Gurbet eli mesken tuttum
Acizdir şu yüreğim
Dört duvarlar ne bilsin yar
içimdeki özlemi
Gök kubbeler ne bilsin yar
içimdeki hasreti
Gözlerin bir çığlık
Bir yaralı kuş
Ellerin bir çiçek
Bir güle dokunuş
Hasretinden ağlar
Bir minicik kız
Yazı bilmez bu gönül
Gene kış
Rüzgar oldum savruldum
Paramparça bedenim
Örselenmiş sevdalardan
Yenik düştü yüreğim
Dört duvarlar ne bilsin yar
içimdeki özlemi
Gök kubbeler ne bilsin yar
içimdeki hasreti