televole ağzıyla başlık atmaya başladım ya daha da seviyeyi siksen yükseltemem.
aslında yazı boyunca meseleyi başlığın kahramanı üzerinden ele almıycam. daha çok erkeği edilgen değerlendiricem.
küçük bir kurumda, küçük bir ortamda ya da küçük bir şehirde yakışıklı veye işte çeşitli nedenlerle popüler olan bi adamın gözde bir bekar olarak değerlendirilmesi kafama takılıyor.
biz erkekler nasıl yüksek modelli, keskin hatlı, uzun ve geniş arabalarla erkekliğimize daha bi güveniyorsak belki de kızlarda da aynı durum söz konusudur diye düşünüyorum.
"o küçük ortamda, en yakışıklı, en kariyerli, en zengin veya en zeki -her neyse işte- adam beni seçti" ya da "onu ben kaptım" deme saiki var sanırım. hani erkekler silahlara, ağır arabalara neden düşkünse belki kızlarda da aynı şey vardır. kıskançlık, ego savaşları, ayak oyunları falan çok bu cinsiyette zira. hem içgüdülerin emrettiği bu rekabetçi tavır belki de en doğal olanıdır, onu da yargılamıyorum.
hayati not: yazı boyunca, yakışıklı ve kızlar tarafından paylaşılamayan hatta bu durumdan sıkılmış bi adam izlenimi vermeye çalıştım. ama yok işte öyle bi şey. tamamen aynı kurumda çalıştığım hakan denen piçin yerinde olmayı hayal ederek yazdım. koridorlarda duvara yaslanarak yürüyorum zira kurumda sikmediği hatun kalmadı, erkeklere bulaşır yakında diye inceden tırsıyorum. çok çirkinim lan!
Artık çok eşlilik hayallerimden vazgectim. Sonsuza kadar diğer yarim olacak bir kız arıyorum ve su an gözde bir bekarım. Yakında seveceğim bir kız bulucam. Rabbime şükürler olsun.
