uzun süreli göz kontağı kurararak hayvanın iç dünyasını ve insan oğlunu nasıl algılayıp hakkında neler hissettiğini ya da düşündüğünü kavramaya, en azından sezmeye çalışmak, hayvanınsa çoğu kez deneyin farkına varamayıp esneyerek başını çevirmesi ya da şuursuzca bir hareket yapıp gözlemcinin umudunu kırması...
efendim, şöyle bir hadise vardır ki, buna sevdiceğim bile inanmıyor birçok çok kişi gibi, fakat test edin göreceksiniz. yolda huzurlu huzurlu yürürken birden karşınıza çıkan, normal yürüyen ya da saldıracak gibi olan bir köpek hayvanının gözlerinin içine bakın ve o gözlerini kaçırana kadar siz kaçırmayın. göreceksiniz ki gözlerini kaçırdıktan sonra fiti fiti kaçacaktır. Onun psikolojisinde yenilmek anlamına gelirmiş bu, o kadarını bilemem ama işe yarıyor.
insanlar konuştugu halde birbirlerini çözemesken , hayvanlarin göz temasiyla çözülmesi mümkünmü. neden olmasin diyesim var ama 'hayvan hayvan'dir. sen nasil yaklaşirsan öyle tepki görürsün. hoş yaklaşmasini biliyorsan, yoksa "hayvan iste" sözünün sahibi sen olursun. şahsen önce kendimizden başlayarak , sirayla hayvanlara göz atmayi yeglerim. o mubarekler, bazen bakışlariyla çok şeyler anlatirlar, yaradilis itibariyla düşünce olasiliklari az olmasina nazaran düşündürürler çoğu zaman yapmiş olduklari eylemlerle. mesela o anın olayina da bağli, onlarin gözlerine bakip ona yansittigimiz hal üzere tepki göstereceginden, az da kendi hareketlerimizdedir onlari çözebilmek. yansittigimiz durumu fark edecekler ve de bizim tepkimize karşılık vereceklerdir. olumlu yada olumsuz. icten bir sezgi yeterli olur bazen yada beden dili dedigimiz hareket biçimide.