Psikolojide 'Ne ekersen onu biçersin' diye özetlenebilecek ünlü bir deney var.
ABD'de bir ilkokul. Öğretmen sınıfa girer. 'Çocuklar' der, 'Okuduğum son araştırmaya göre mavi gözlü çocuklar zeki, kahverengi gözlüler ise ağır öğreniyormuş.' (Bilim adına insanları kobay olarak kullanmanın neden olabileceği zararlar ve kimi bilim adamlarının ahlaki sorumsuzluğu yukarıdaki satırları okuyunca sizin de hemen aklınızdan geçmiştir.) Devam edelim.
Öğretmenin konuşmasını takip eden günlerde okulda çocukların sınandığı konu ne olursa olsun, mavi gözlüler kahverengi gözlülerden yüksek puan alırlar. Bir hafta geçer. Öğretmen, 'Çocuklar,' der, 'Sizden özür dilerim. Sonuçları yanlış açıklamışım. Doğrusu kahverengi gözlülerin zeki, mavi gözlülerin ağır öğrenenler olduğuymuş.' Tahmin edebileceğiniz gibi
ikinci açıklamayı izleyen günlerde de kahverengi gözlüler okulda daha başarılı olur.
Yukardaki deney beklenenleri gerçekleştirmeye eğilimimizle birlikte kendimizle ilgili belleğimizin ne kadar kısa vadeli olduğuna, bir gün bir şeye inanırken ertesi gün tam tersine inanabileceğimize de işaret ediyor.*