Doktorun diplomasını yırtıp bir sahil kasabasına yerleşip hayatını sorgulamasına sebebiyet verir. Sarsılır, yıkılır, bilmediği yerden gelir şikayet...
Verdiğin hiçbir lens, gözlük güzel günleri göstermiyor be doktor... Güzel günlerimiz olmadıktan sonra net görmüşüz ne fark eder? Tamam doktor, sus doktor...
Tek seferde hem göz hem psikolog şeysj almaya yarayan efkarli söz.
Neyse bı gün yine gözcüdeyim. Derdin ne, diye sorunca; güzel günleri göremiyorum, dedim. Önce bi sustu, donakaldı. Pencereden içeri süzüle süzüle giren Eylül güneşi, doktorun şaşkınlığını gizleyemedi. Ütüsü bozuk, yıllara meydan okuyan alalı kravatı, boğazındaki düğüme düğüm attı.
Sonra sigaradan solan bıyığının altından usulca; anlat evladım noldu, dedi. Bir serçenin çığlığıyla atan kalbim, bu derdini anlatmak için can attı.
Sonra da dertleştik fln beleşe getirdim psikolog işini. Rahatladım.