kucağımda laptopumla tuvaletten bildiriyorum sayın seyirciler. şimdi entryler eşliğinde bu tartışmalı pozisyonu hep birlikte yaşayacağız. ilk önce tek kolumuzun altına aldığımız laptopu bekleterek tek elimiz yardımıyla donumuzu indiriyoruz. götümüzü yeterince soyduğumuzdan emin olduğumuz an kendimizi klozetin serin yüzeyine teslim ediyor, bu en masum anımızı entry eşliğinde yaşıyoruz.
siz de hissedebiliyor musunuz serinlik hissini? bu en serin, en panik, en karamsar anı benimle birlikte yaşadığınız için teşekkür ediyorum. laptopu birkaç dakikalığına yere bırakacağım, malum tuvalet kağıdı kalmamış, iş başa düştü.
klozetin etle olan o buz gibi temasını bir nebze olsun hafifletme amacıyla yapılabilinecek en pratik şey; eğer bizim haydar dışarı çıkmak için çok hevesli değilse pijamayı, donu sıyırmadan klozete oturup bir süre ısı alış verişi ortamı sağlanarak sıcaklık dengelenir ve sonra takım taklavatı açığa çıkartarak ılınmış klozete oturulur, rahat rahat sıçılır.
ha eğerki bizim haydar 2 haftalık omlet ile akli dengesini yitirip sulanmış ise zate gözü ne soğuk görür ne sıcak paçadan bile süzülür allah göstermesin.
bu da böyle bir fikir işte, dursun kenarda köşede..
evet sevgili sözlük severler, bu an'a şimdiye kadar hiç konsantre olmamış biri olarak merak içinde başlıyorum bu entryye. ve siz bu paragraf ve aşağıdaki paragrafı arasında gözünüzü kaydırırken ven tuvalette o anları yaşıyor olacağım. ve tecrübelerimi size anlatacağım.
pc den kalkış: 20:32:03 *
pc ye dönüş: 20:43:12 *
evet, götümdeki ani ısı düşüşü henüz ortalama vücut sıcaklığım kadar kendisini unutturmamışken bu paragrafa başladım. tuvalete girince insanın içini ürperten bu sessiz, soğuk, mat ve bembeyaz bir çerçeveye sahip tuvalet tablosu insana ilk darbeyi vuruyor. daha sonra arkamızı klozete dönmemiz ve karşımızdaki fayansları saymaya başlamamızla birlikte durumun ciddiyetini kavruyoruz. ve artık üzerimizdekileri sıyırdığımız anda ortamdaki bütün soğuk hava götümüzden içeri dolarak bizi ürpertiyor. şimdi korumasız kalan götümüz ve tuvalet ortamı başbaşa. hala sıcaklığını koruyor götümüz, kadayıf kıvamına gelmiş kıllarımız yavaş yavaş irkilmeye, dirilmeye başlasa da yeteri kadar sıcak hala. ve o an, götümüzü tuvaletin kapağına deydirdiğimiz ilk an. ilk önce sağ yanağını deydirenlerdenim. önce sağ yanağı deydirip sıcaklığı test ediyor, buz gibi tokatı hissedinde sol yanağı biraz daha, biraz daha, sağ yanak ortama alışana kadar bekletiyorum. sıra geldi sol yanağa, ilk buluşmanın verdiği şok duygusu ve anlık duraksamayla ikincisi ve sonuncusu için daha temkinli yaklaşırız her zaman. yavaş yavaş dokunur ve klozetin derinliklerinden gelen rüzgarı göt deliğimiz aracılığıyla içimize çekeriz. birkaç saniyelik bu soğumacanın ardından kendimizi ve boklarımızı kanalizasyonun ılık sularına bırakır, boğazın serin sularında sörf yaptığımızı hissederiz. işte böyle bir şey.
mevsim kış ve yataktan yeni uyanılmış ise yegane işkencelerden biridir. ısınmış o sıcacık kıçınızla uyanmış ve rahatsınızdır ama bir de ne olsun arkadan gelen bir basınç bir karın ağrısı aman allahım bu olamaz yoksa yoksa bu sıçmam gerektiğini mi gösteriyor * ? işte o hazin son yaklaşır don duman indirilir kıçınız yavaşca soğumaya başlar. geceden adeta bir buz küpüne dönmüş olan klozete yapılan hafif iniş sizi içten içe eritir lakin bir süre sonra hiç bir his kalmaz.