televizyonu da ele geçirmi$ bir asalak türü. zaten hep orda mıydı? - evet!
sakin olmak istedim dün ak$am. makine'nin yeni sezon ilk programını beklerken daha felaketler ba$ladı: star'da armağan çağlayan denen popüler kültür dı$kısının son ütücü ismindeki pert programına katılmı$ ajdar denen gudik "$ahs-i et" hemen sinir tellerimle ip atlamaya ba$ladı. sakin olmak istediğimden bula$madım daha fazla ve hemen deği$tirdim.
ajdar, " beni izlemek istemiyorsanız deği$tirirsiniz ba$ka kanal izlersiniz!" dediği için yaptım bunu.. ( yok lan manyak mısın o yüzden yapar mıyım? ) neyse; yava$ yava$ makine'ye hazırlıyordum kendimi. bir bira açtım kafamı yıkadıktan sonra, oturdum iskemleye bi güzel takılıyorum. yeni paketten ilk sigarayı çıkarırken yine mikro orgazmın doruklarında gezinmi$im zaten; $eker gibi gidecek bir gece için telefonu da kapamı$ım, gözlerimde hafif hafif uyku izleri var ama ayakta kalmaya çalı$ıyorum.
makine ba$lıyor ve okan bayülgen yine salak suluk hareketlerle çevreye cool adam imajı yaratmaya çalı$ıyor, "bizi çok özlediniz di mi; geçen hafta da kandırdık sizi programı yapmadık nasıl ama süper yapmı$ız di mi; süperiz zaten biz, aziz kedi süper, rah$an süper falan.." dermi$cesine sırıtıyordu ve beni yine uyuz ediyordu ama ben kendime verdiğim sözden ötürü sakin kalacaktım. bu yüzden bir bira daha açma vaktinin geldiğini dü$ünüp mini buzdolabıma yöneldim. konukların isimleri sayıldığı ân'a dek gece akide $ekeri gibiydi. sonra ne oldu : geceme hap attılar ibneler. safiye ile faik sabahlar $enlik diye bir rezillik varmı$ bizim ekranlarda, yeni öğrendim. o nasıl bir adamdır ki önüne gelene "bacım, garda$ım" demeyi içtenlikle bütünle$tirerek cehaletini gölgelemeye çalı$ır? nasıl bir insan lümpenliğini redingotlarla yamamayı er ki$ilik sayar; anlamadım. yıldo'nun pis sırıtı$ı, asuman krause'nin bas bas bağıran çirkinliği, nez'in sweet dreams gibi güzide bir parçayı tikkylere uyarlaması ve bunu eurythmics'den izin almadan yapması, hakkı devrim gibi bir adamın o masalarda harcanıyor olması vs.. gibi binlerce absürdlüğü beynimde topladım ve okan bayülgen'in iyice dü$en seviyesi ile çarptım. sonuç, $a$ırtıcıydı : artık televizyon izlemeyecektim!
program bitti ve kafamı yastığa koydum. sinirlenmi$tim biraz, biraz kıl olmu$tum ama yine de sükunetimden ödün vermedim. tek bardak kırmadım, tanımadığım bir numarayı çevirip kar$ıdaki sese küfretmedim, birayı bir kez dahi höpürdetmedim. sonra birden üst kattaki cıvık karıların kahkahaları ile irkildim. artık sakin olamazdım. $imdi size sorarım : normal bir kahkahanın desibeli nedir? betonu delebilir mi? kahkaha değil gama ı$ını mübarek.. hep faik'in yüzünden.
neyse.. kumandayı silah $eklinde tutup "on" tu$una bastım. adam gibi bir $arkı çıkmadı. my dying bride'dan for my fallen angel'ı dinleyerek uyudum.
sabahında ( bu sabah ) televizyonda, ahu tuğba'nın pe$inden ko$an üç salak, üç salağı pe$inden ko$turan ba$ka bir salak, dört salağı haber yapan birkaç salak ve bunları izleyen milyonlarca salak gördüm.
şahin ve doğan marka otomobillerin, bok rengi takım elbisegiyenlerin, molozların ve insanlıktan yoksun olduğu bağdat 'tan belli olan şahısların neden olduğu kirlilik çeşidi...