inter- milan derbisinde üzerinde milli takım formasıyla arda turan ı görmek, uzaktan el kol hareketleriyle arda dan üstündeki formayı istemek. arda nın vermek istememesi ama zorla da olsa vermesi, arda formayı verdiğinde yanımdaki adama * ''olm arda da küçükken hasan şaş tan forma istemiş hasan vermemiş ondan çok içerlemiş, adam hassas bu konularda. ondan verdi'' gibilerinden bir açıklama yapmam. sanırım arda üç vakte kadar milan ya da inter forması giyecek. ne güzel olurdu san siro nun arda turan oleee diye inlemesini dinlemek...
rüyada cehenneme gitmektir ve cehennemde insanların bir bebek arabası bulup, anne olduklarını söyleyerek cezadan kurtulmasıdır. asıl saçma olanı ise en büyük günahımın günlük yazmak olması. şans verildiğinde ise uludağ' dan dünyaya doğru kayarak dönüş yapmam, mart ayında dondurma yediğim için* ve balığıma yem vermeyi unuttuğum için insan görünümlü melekler tarafından denize doğru atılmam ve denizin kırmızı olduğunu fark edip, gözüm yaşlar içinde uyanmam. çocukken görülen rüyalar fazla saçma ya da enteresan oluyor.
gta tarzı rüyalardır önüne gelen arabaya biner istediğini yapar istediğin karıyı ... aslında saçma bir rüya olduğu rüyada da anlaşılır ama insanın devam edesi gelir.
fantastik dünyada olmaktır sanırım.
dolmuş şöförlüğü * yaparken yolumun çamlığa düşmesi. trafikte eçiş bücüş ilerlemem. çamlığa geldiğimde çocukluk aşkımı görmem annesinin beni azarlaması çocukluk aşkımınsa seni hala seviyorum demesi ama çocukluk aşkım dediğim zımbırtıyı ilk kez rüyamda görmem sonra olaylar burda değişiyor.
şimdi yolun ortasında bir yarık var böle uçurum, dibi buçağı gözükmüyor ve buzla kaplı karşıya tek geçiş dağa monte bir ip karşıda biri beni bekliyor sadce o gelebilir diyor ve ben süper kahraman edasıyla geçiyorum karşıya. bu kadar olur.
hergün yeni bir maceradayım.
önceki hatımda neydim bilemiyorum. olmadı hipnoz paptırıp bu işi çözücem.
dizi gibi yahu acaba bugün ne görücem diye yatar mı bir insan. artık hatırlamıyorumda yine bir yerlerde kimleri kurtardım acaba diye başlıyorum güne.
bişey değil ayrıntıları hatırlasam basıcam bi kitap paraya para demicem ama yok bilinç altım sır gibi saklıyor.
altıncı katta bulunan evin penceresinden atlayarak fırına gitmek. fırında, pide kuyruğunda bekleyenlere "uçuyorum lan ben, sizi burda s.kerim." diye artistlik yapmak, ardından matrix ayarında bir sahne ile hepsini dövmem, 4 kişinin yaşadığı eve 16 tane pide ile dönmem. kalan pideleri fakirlere uçarak dağıtmam.
yazar notu: bu ara sabaha karşı soğuk olmaya başladı, ondan böyle rüyalar görüyorum ben. battaniyeyi çıkartsam iyi olacak.
rüyasını anlatmak için fırsat bulmuş heyecanlı bir yazarın atlayacağı başlıktır, ki şu an atlamanın ardından sularda kulaç çırpmanın zevkiyle rüya anlatılmaya başlanmıştır.
eski sevgiliyi önce ahmet selçuk ilkan olarak kendisine şiirler okunurken görüldükten sonra eski sevgili ibrahim tatlıses ardından ümit besen'e dönüşür. ibarhim tatlıses olaraktan kişiye bir türkü kopartıldıktan sonra eski sevgili fred çakmaktaşa dönüşür.
babaya sürekli "2. babam" diye hitap edildiği ve bütün rüya boyunca sebebin anlaşılmaya çalışıldığı ama bulunamadığı rüya. bir de kolumda bir sepet ve içinde de civcivler vardı ne alaka anlamadım.
çok güzel hareketler bunlardaki eserle yat gezisine çıkmam ve ondan denize çivileme atladığı için nefret etmem. sinirlenip öğrenci evime gitmem. orda testerenin rehin aldığı ev arkadaşımı ve diğer arkadaşlarımı görmem. testerenin ev arkadaşıma elektrik vermesi. testerenin beni görüp rehin almadığı için anneme teşekkür etmem. o sırada testerenin beni görmesi ve rüyalardaki o lanet koşmaya çalışmak ama bir türlü koşamamak hissi. asansörden çıkıp konferans salonuna geçmem ve orda ronaldo ile karşılaşmam. karşımda testerenin ve 2 polisin, yanımda ise ronaldo'nun durması. büyük bir sesle pencereye koşmam. orda amerikan sporunun oynanması gereken, ama testerenin asıl amacının o futbolcular olduğu için bizi şaşırtmak amaçlı kullanıp oyuncuları kaçırması sonucu boş olan bir saha. ve ronaldo' nun sona nokta koyan cümlesi : burdan sağ çıkarsak... senle ben...
günlük hayatta genel anlamda vakit geçirdiğim insanlarla, genel anlamda rutin bir günü yaşıyorken, birden ben dahil herkesin fransızca konuşup türkçe alt yazı geçtiği salak bir rüya örnek olarak verilebilir sanırım. uyandığımda yarım saat kendime gelememiştim.
hypno bademcik geniz eti ameliyatı olmuştur, ortalama 12 yaşlarındayken.
bir gece rüyasında bademciklerin geri takılması için tekrar bıçak altına yattığını görür. acaba bilinçaltımda neler yatıyor diye düşünmekteyim.
şimdi ben, kemal adında, 16 yaşında bir gencim. annem, bundan seneler önce ölmüş olmasına rağmen, dört aylık bir kardeşim var. babam, ben ve kardeşim, vicdanın artık var olmadığı, heryerin gri tonlara büründüğü, suçluların kol gezdiği şehir, bursa'da yaşıyoruz.
ve bir gün savaş çıkıyor.
babam, kardeşimi kucağına alıyor, ormana doğru kaçıyoruz. peşimizde, hemşire kılığında bir çete var.* kaçarken bir ara arkamızı dönüyoruz, güneş batarken, şehirden dumanlar yükseliyor. rüzgarla savrulan çimenlerin arasında, babamın gözünden iki damla yaş süzülüyor.
kaçmaya devam ediyoruz.
hemşire kılığındaki çete, ormanda bizi kovalarken akla hayale gelmeyecek taktikler uyguluyorum, babam zekama hayran kalıyor, "bilgisayar oyunlarından." diyerek geçiştiriyorum. güneş batalı çok oluyor. zifiri karanlıkta, ellerinde ameliyat masası ışıklarıyla, hemşireler bizi arıyor.
yakalanmak üzereyiz.
o kadar yakınlar ki, yürürken çıkardıkları sesleri duyabiliyoruz. kardeşimi tek hamleyle babamın elinden alıyorum, biraz düz ve açıklık bir alana bırakıyorum. alnından öperek çalıların arasına saklanıyorum. babam anlamıyor. hemşireler bebeği alıp gidiyorlar.
güneş doğuyor.
çalıların arasından çıkıp, şehire doğru ilerleyen hemşirelerin arkasından bakıyoruz. "neden?" diye soruyor babam. hemen anlıyorum.
"çünkü..." diyorum.
"çünkü yeni doğmuş bedenler, alabildiğine saftır baba. bak şu önünde duran şehire, buraya bir damla saflık katmak yapabileceğimiz en büyük iyilik. birgün vicdanlar kıpırdarsa eğer, bu bizim sayemizde olacak."
yeşillikler arasında ayakta dururken kamera yamaçtan bana doğru yaklaşıyor gözümde iki damla yaş.
ve uyanıyorum.
yazar yorumu: Olum çok komikti lan. hayır yani kurduğum cümleler felan... aman allahım.
daha da ilginci ben babamı 1 yaşımda kaybettim. üstelik kardeşim de yok.
sultan makamı nda renkli gözlü bir hatunla evlendiğini görüp, gerdek gecesi de annenin yatak altından fırlayıp, ' aa o öyle olmaz, durun size göstereyim' diyerek atılımda bulunduğu rüya tipleri. *