minibüscülerin öğrencileri kucagına aldığı yerleşim yeri. görükleden çıkmak sadece minibüslerle mümkündür. 2 dakikalık yola 0,90 ytl alırlar.
ayrıca duraktaki değnekcilerin hepsi çizgi film karekteri gibi adamlardır. biri uzun ince biri şişko göbeginden t-shirt kapanmaz * en sonuncusuda tarla faresi tipinde kısa sıska bi adamdır.
bursada,izmir yolu üzerinde uludag üniversitesinden sonra ilk sağdan girildiğinde karşılaşılacak yerleşim* birimi.çok büyük sosyolojik çıkarımlar yapılmaya müsait bir yerdir burası,bir nevi akvaryumdur.bir ucunda köyün yerlileri-uludag universitesi yapılırken arazileri devlet tarafından istimlak edildiği için hırsını öğrenciden çıkarmaya çalışan her türlü kazıkçı bir yandan da sevimli insanlar)bir ucunda binbir türlü aile yapısından,binbir türlü hayattan kopup gelmiş öğrenciler.evvela bu iki grubun birarada yaşamı enteresandır.birbirlerini yadırgarlar,alışmaya, asgari müştereklerde buluşmaya çalışırlar;köylüler öğrencilerin serbest yaşamına öykünür,bazen çizmeyi aşan triplere girerler,öğrenci kızlara aşık olup isyan edeni,ızdırap olanı da mevcuttur,aç öğrenci kızları dost tutup metres hayatı yaşatanı da. bizim neyimiz eksik içgüdüsüyle her halta karışanı,öğrenci kavgalarına gireni,tatlı tatlı abilik yapanı * her türlüsü mevcuttur.sonra,ebeveynsiz,yasaksız,sınırsız yaşamayı her bünye kaldıramamaktadır öğrencilere gelirsek.otorite boşluğundan sapıtanlar,alkolik,esrarkeş,kevaşe,kumarbaz olanlar; siyasi dava derdine düşüp mevzulara gidenler,ortalığı harem zannedip her kıza mal gözüyle bakan erkekler ve ortalığı iş tutulacak cadde zannedip her erkeğe mal gözüyle bakan genç bayanlar boldur burada. ** bu aşırı uçlar,herkesin birbirinden şüpheye düşmesine yol açıp yaşayanları paranoyak eder bir süre sonra.ayrıca yapacak pek bir şey yoktur,sinema,tiyatro,diğer sosyal aktiviteler taa 25 km uzakta kalmış,kişiler kendi yalnızlıklarına kalmışlardır.bu yüzden ne yapılır;yapılabilme imkanı olan şeyler,ev muhabbetleri,kahve de kağıt,okey,tavla vs oynamak,langırt oynamak,parkta oturmak,içmek,uyuşturucu kullanmak vs..arkadaşlara çok bağlanılır,arkadaş,sevgili burada ailen olur herşeyin olur lakin;çok muhabbet tez ayrılıktır,çok içiçe olmaktan,boşluktan maraz doğar dedikodular yaygınlaşır.laf kulaktan kulağa giderken- bu kalabalıkta özellikle- değişir değişir inanılmaz hallere ulaşır.bir memlekettir görükle; (bkz: gemide) güzel yanları da vardır elbet,ama özgürlük,arkadaşlık,bomboş geçirilecek vakit,eğlence,gırgır,erkek,kız herşey müptezeldir burada.yani...çokluğundan dolayı değerini yitirmiş..*
yıl olmuş 2012... bir gencin bir köyü bu kadar sevebileceği, benimseyebileceği ve ayrı kalınca özleyeceği hiç aklıma gelmezdi.
köy derken gerçekten köydür mezarlıktan sonraki kısmı. *
şafak söktüğü saatlerde traktör seslerini horoz ötüşleri takip eder.
hoş 'görükle horozu' gece 2:30'tan itibaren ötmeye başlar o ayrı.
ve bir sabah nasıl olduysa derse gitmeye karar verirsiniz.
evinizden çıktığınız anda tezek kokusu gelir burnunuza. bildiğin tezek yahu öyle çürük çilek kokusuna benzemez.
ve o kokuya başka bir yerde sövüp sayan siz bu sefer ses çıkarmazsanız, hatta bir kaç kere içinize çektiğiniz bile olur.
görükle'nin bir diğer kısmı da yerlesim plaza kısmıdır. cadde de diyen olur yerleşim de.
minibüse binenler arkadan öne uzatarak "şurdan bir köy" ya da "bir yerleşim" der.
verdiği paranın belki üstü gelmeyebilir belki de yanındaki elemanın para üstüyle beraber gelmiştir şoförün aranızda halledin alt mesajıyla.
halledersiniz ve çok da umursamazsınız.
görükle büyük bir kafe gibidir, 7/24 açık ve ev yemeği tadında..
görükle öğrenci tatil köyü gibidir, denizinin olmadığı umursanmayan..
görükle namı uludağ üniversitesi'ni aşmış bir yerleşkedir.
görükle şehrin ve köyün bileşkesinden oluşan kocaman bir öğrenci fanusudur.
görükle anılarla doludur hatta görükle başlı başına koca bir anıdır.
görükle doğumgününde geçmişe teslim ettiğin yaşların kadar ulaşılmazdır ve özlenendir.
görükle dönüldüğünde bir daha asla aynı tadı alamayacağını adın gibi bildiğin eski yuvandır. hem çok tanıdık hem çok yabancı..
görükle en başta bir mecburiyettir, burun kıvrılandır. nihayetinde ise yaşamaya muhtaç olunandır, burnunuzun ucunu sızlatandır.
ben öğrenci komşularımı çok özledim. bitmek bilmeyen gürültüleriyle beraber..
aşure ayı gelince kısıtlı imkanları ve yetersiz becerileriyle yapıp ikram ettikleri aşureleri özledim tadı çok iyi olmasa bile..
ben seyhanlar'dan domates seçip ve bim'den dost ürünleri almayı özledim.
ilk geldiğimde sıcağın anlında ev aradığımız ve bir kola alıp gölgeye oturup terliklerleriyle uyku semesi markete girenlere imrenip "ulan adamın evi var" deyip yas tutmamızı sağlayan yer. şimdilerde o terlikli eleman mezun olmuştur belki bize "terlikli" diyip imreniyorlardır.
görüklenin yazı tatil köyü kıvamında, kışı ise dağ evi kıvamındadır yazları ekin marketin caddesinde yürürken binalardan gelen her çeşit müzik sesleri ve birbirine camdan cama bağırarak muhabbetleşen öğrencileri görmek, akşam üstü yanan mangal dumanlarını izleyip izmir yoluna yürümenin keyfi başkadır.
biriken bulaşıklara bakıp "sıra kimde" deyip ses alamadığınızda çıkıp kuzenler kafede kadın budu köfte yenen, film kiralamak için gidip yüzlerce filme bakıp karar veremeyip oraya bakan ablaya sormak, fikir almak ve sonunda iki filmle çıkılabilen, köylüler ile öğrenci kesiminin ayrı yerlerde oluşu nedeniyle iki ayrı kutubun yaşadığı, bursalı abazaların modifiye yapılmış florasanlı doğanlarıyla kız avına gelip jandarmanın kışt dediği, sabahın 5:00'inde umut pastanesinden sıcak poğaçaların yenilebileceği, petrol ofisinden 24 saat kola ve sigara ikmali yapılabilineceği, artık sokaklarda 2.el eşya satanların afişlerini göremenin yanı sıra bilgisayar, ipod gibi çeşitli mamüllerin de afişlerinin görülebileceği, otostopla okula gidilesi en güzel yerdir.
yerleşim parkının yeni düzenlenmesinden sonra daha bir güzel olmuş akşam üstleri en az 6-7 evcil köpeğin hoplayıp zıplamalarını, şakalaşmalarını izleyebileceğiniz, bau denen kelli felli boş kafeye bakıp "vah yazık... " denilen, öğrenciden para kazanmanın derdine düşmüş yüzlerce ticaretçinin gözlerini diktiği yerdir.
ne olursa olsun farklı bir kültürü olan bir yerdir. köyde yaşayanlar merkezde yaşayanlara göre daha bir iç huzurludur. bu iç huzur belki de okula yakın olmak, telefon açtımı eksik fotokopileri yarım saat içinde temin edebilmek ve onlarca tanıdığa güvenip anahtarı evde unutmanın sitresini yaşamamaktır.
yaşamaya başladığımda ilk düşündüğüm şey görükle'de neden kitapevi yok olmuştu. bu kadar üniversite öğrencisinin yaşadığı bir yerde, her öğrenci ayda en azından 1 kitap okursa, çok güzel satış rakamları da elde edilebilirdi. sonradan anladım, burdaki çoğu insan yılda 1 kitap bile okumuyordu. bu kadar çok üniversite öğrencisinin yaşadığı bir yerde; camlardan kalitesiz müzikler fışkırıyor, erkekler bütün gün bilgisayar oynuyor ve nargile içiyor, kızlar ise televizyon dizilerinden bahsediyor, ya da komşuları hakkında dedikodular yapıyordu.
görükle aslında öğrencilerin yaşadıkları bir yer olması, etrafının yeşillik olması, üniversiteye yakınlığı ve şehrin gürültüsünden izolasyonuyla çok pastoral, yaşamak için ideal bir yer. Fakat öyle bir ortam oluşmuş ki, kültürel açıdan kendini geliştirmek, dünyasını büyütmek isteyen insanları hapsetmiş. kurallarıyla, dedikodu ortamıyla, sohbetleriyle, jargonuyla, yaşam tarzlarıyla kapalı küçük bir köy atmosferini yıkamamış. umarım bir gün üniversite öğrencilerine yakışan bir hal alır.