uludağ üniversitesi kampusu arkasında bulunan nadide yerleşim yeri.merkeze hiç inmeden,sıkılmadan bunalmadan yaşayabileceğiniz ve belli tabirlere alışmak zorunda kaldığınız (yerleşim,çağdaş,seyhanlar,artvinliler,ukla vs...) öğrenci yerleşkesi.
şimdilerde nasıldır bilinmez fakat vakti zamanında tavuk çiftliği ve gübre kokusundan ve ürettikleri sinekten bıktırmış selanik göçmenlerinin kurduğu köydür.
4 yılı görükle de geçmiş biri olarak özledim denemez.
kronik bir hastalık.
içindeyken kurtulmak icin can atarsınız. dısına cıkınca hemen özlersiniz.
garip bir yer işte.
markete giderken bile mutlaka en az 2 kişiyle karsılastıgınız, sabahın 4ünde bile gönül rahatlıgıyla sokaga cıkabileceginiz, hem cok sıkılıp hem de cok eglenebileceginiz köyümsü.
özledigim evim.
ah ulan..
hayatın gece yaşandığı, dünya üzerindeki en enteresan yerleşke. uludağ üniversitesi okuyan herkesin 'köy' diye tanımladığı yer.
dipnot: köy denir adına ama köy değildir, şehir desen o da değil.
(bkz: ne diyem mahmut mu diyem)
yan komuşunuz sevişir,karşı komşunuz 5+1 ses sistemiyle counter strike oynar,2ci kattan heavy metalci anadolu cocugu apartmanı titretir,diger bir komşunuz gece 3'te flüt çalmaya başlar...işte böyle bir yer
cafe ve barlardaki müzik seslerinin birbirine,
envai çeşit yemek kokularının müzik seslerine,
kızların erkeklere karıştığı,
herkesin birbiriyle bakıştığı,
ana caddede istiklal-i nevizade havası eserken
hemen arkada karanlık sokaklarda tecavüze uğrayıp başınız kesilse cesedinizin 24 saat sonra ancak bulunabileceği,
köyden metropole dönüşürken şehir safhasını atlamış,
bu yüzden "otistik ama dahi" bi cocuk anomalisi kıvamında,
bir tarafında dans müzik ve alkol öğrencileri sarıp sarmalarken,
bir tarafı daima köy kalacak olan,
anadolu-rock tadında,
böle bi ecnebimsi yer..
Sokak kopeklerinin her aksam cete kavgalariyla sokaklari inlettigi koy. Ulan bu kadar sokak itini toplasan bir araya gelmez. Siktirin gidin la bi uyutmadiniz ibineler.
bazen çok eğlenceli, bazen tahammül sınırlarını zorlayan , bazen çok hüzünlü , bazen çok soğuk , bazen çok kalabalık olabilen ,hatta bazen çok herşey olabilen bir mekandır.
garip biyerdir işte..mesela balkonda otururken yada bi yerde yemek yerken 3,5 metre ilerde gözünüzün önünde adam döverler kimse sallamaz,alt komşun kop kop müzik dinler apartmanı zıplatan bir sesle onu dinlersin sabaha kadar, yan komşun sevgilisinden ayrılmıştır zırıl zırıl ağlar sabaha kadar onuda dinlersin,yada her gece sarhoş insan toplulukları geçer bağıra çağıra sokaklardan,her köşe başında yada içkili mekanlarda bi içkiyle kız tavlayabilceklerini sanan zengin orta yaşlı arabalı tiksinç amcalar oturur haftasonları...
zaten her gün yeni bir mekan açılır öteki kapanır falan..aşkın,paranın,sevginin,alkolün,varsa dostlukların hızla tüketildiği dışardan küçük görünen ama kendi içinde koskocaman olan şehirimsi köydür.
"abi köy dimi." cümlesini sıkça kurdurtan ve anca iki haftada hangisinin nereye gittiğini ilk bakışta çözebildiğim minibüslere sahip, ulan şurda bi burger olsa ne para kırar cümlesini ağızlara getiren, tek caddeden oluşan, istenildiğinde bir ömür geçirilecek imkanlara sahip dinlenme tesisi.ek hizmet olarak uludağ üniversitesi ve mavi balon sineması sunmaktadır.
bir zamanlar (henüz her yanı inşaatlar, binalar kaplamadan hemen önce) yerleşime çıkarken girişte sağda ayçiçeği tarlası olduğunu görüp, bir bira alıp uçsuz bucaksızmış gibi (ama deniz eksik hissiyatıyla) balkondan bu manzarayı izlediğim yerleşke.
iki seneden beridir bazı evlerinde maklube yenmeye başlanan öğrenci köyü. zannımca her türlü bok yenen bir günah yuvası olmasından maklube yenmesi evladır!
fuhuş yuvası. ferrari gördüm lan geçen gün. böyle öğrenci semti mi olur? ilk geldiğim de broadway'den gayet şirin, güzel öğrenciler inip cafelere geçerlerdi. şimdi 1.65 100 kg amca audi Q7 den inip olta atmakta etrafa. nefret ediyorum. adam gibi üniversite okumak isteyen öğrencilerin bence barınmaması gereken yer.